26 Ekim 2015 Pazartesi

Allah’a Verdiğin Sözü Tut Müslüman!








Biat (Bey'at): Ulu'l emre bağlılık sözü vermenin adıdır. Resulullah, önemli dini-siyasi olaylar arefesinde, veya İslamiyeti kabul eden kimselerle ilk defa görüştüğünde biat almıştır.

İlk biatlar:

Hz.Peygamber (asm), her vesileyle Allah'ın dinini anlatmaya gayret etmiştir. Hz. İbrahim'in dininden arta kalan ve bir örf şeklinde devam eden hac mevsimi, Resulullah için iyi bir fırsattır. Engellemelere rağmen, hac mevsiminde civardan gelenlere dini tebliğ eder, onları tevhide çağırır. İşte, böyle bir hac mevsiminde, Medine'den gelen 12 kişi Allah'ın dinini kabul ederler. "Allah'a şirk koşmamak, hırsızlık ve zina yapmamak, çocuklarını öldürmemek, namus iftirasında bulunmamak, maruf şeylerde Peygambere isyan etmemek" üzere biat ederler. İbnu Hişam, II, 75

Diğer yıl daha kalabalık bir grup halinde gelirler. Resulullah'la buluşurlar. Şu biatı yaparlar: -Gerekirse savaşacağız. -Hem dar günümüzde, hem rahat günümüzde; hem hoşumuza giden, hem de gitmeyen halde seni dinleyeceğiz ve itaat edeceğiz. -Seni kendimize tercih edeceğiz. -Komutanlarımıza muhalefet etmeyeceğiz. -Nerede olursak olalım, hakkı söyleyeceğiz. -Allah yolunda kimsenin ayıplamasından korkmayacağız. İbnu Mace, Cihad, 41

“Rüşd çağına erişinceye kadar, yetimin malına, sadece en iyi tutumla yaklaşın; ölçü ve tartıyı adaletle yapın. Biz herkese ancak gücünün yettiği kadarını yükleriz. Söz söylediğiniz zaman, yakınlarınız dahi olsa adaletli olun, Allah'a verdiğiniz sözü tutun. İşte Allah size, iyice düşünesiniz diye bunları emretti.” EN'AM-152

“Rabbın, Adem oğullarından, onların sırtlarından zürriyetlerini almış ve onları kendilerine şâhid tutarak “ben, sizin Rabbınız değil miyim?” (demişti). Onlar da: “Evet; buna şahidiz” demişlerdi. Bu, kıyamet günü, “bizim bundan haberimiz yoktu”, dememeniz içindi.“ (A’raf Suresi,172.ayet)

“Müminler içinde Allah'a verdikleri sözde duran nice erler var. İşte onlardan kimi, sözünü yerine getirip o yolda canını vermiştir; kimi de (şehitliği) beklemektedir. Onlar hiçbir şekilde (sözlerini) değiştirmemişlerdir. AHZAP SURESİ 23

“Muhakkak ki sana biat edenler ancak Allah'a biat etmektedirler. Allah'ın eli onların ellerinin üzerindedir. Kim ahdini bozarsa, ancak kendi aleyhine bozmuş olur. Kim de Allah ile olan ahdine vefa gösterirse Allah ona büyük bir mükâfat verecektir.” FETİH SURESİ 10

“Allah, Adem’in soyundan gelecek olan insanları onun sulbünde toplamış, onlara can vermiş ve onları şekillendirmiştir. Sonra onları konuşmalarını istemiş onlar da konuşmuşlardır. Daha sonra bunlardan ahd (söz) almış ve bunları, kendi nefislerine şahit tutarak: “Ben sizin rabbiniz değil miyim?” demiş onlar da: “Evet, şahidiz sen bizim rabbimizsin.” diye cevap vermişlerdir. Bunun üzerine Allah: “Ben de yedi kat göğü ve yedi kat yeri ve atanız demi, kıyamet gününde: “Biz bunu bilmiyorduk.” dememeniz için size karşı şahit tutuyorum. Bilin ki benden başka ne bir ilah nede bir rab vardır. Hiçbir şeyi bana ortak koşmayın. Ben sizlere, sizden aldığım ahdi size hatırlatacak peygamberlerimi göndereceğim ve sizlere kitaplarımı indireceğim.” dedi. Onlar da: “Senin, bizim rabbimiz ve ilahımız olduğuna, bizim senden başka hiçbir rabbimiz olmadığına şahitlik ederiz.” dediler. Ve böylece ikrarda bulundular. (Ahmed b.Hanbel C.5, shf.35)

“(Ey Muhammed) Dosdoğru olarak yüzünü dîne, Allah’ın fıtratına çevir ki, insanları o fıtrat üzere yaratmıştır. Allah’ın yaratışında hiçbir değişme yoktur, işte dosdoğru din budur; fakat insanların çoğu bilmez.“ (Rum Suresi, 30.ayet)

“Her çocuk fıtrat üzere (hakki kabule yatkın) dünyaya gelir. Daha sonra annesi ve babası onu ya Yahudileştirir veya Hıristiyanlaştırır yahut da mecusileştirir.” (Buhari, Müslim)

“İnsanlardan kimi vardır ki: «Allah'a inandık» der; fakat Allah uğrunda eziyete uğratıldığı zaman, insanların işkencesini Allah'ın azabı gibi tutar. Halbuki Rabbinden bir nusret gelecek olsa, mutlaka, «Doğrusu biz de sizinle beraberdik» derler. İyi de, Allah, herkesin kalbindekileri en iyi bilen değil midir?” ANKEBUT Suresi 10

“Ey iman edenler! Sizden kim dininden dönerse (bilsin ki) Allah, sevdiği ve kendisini seven müminlere karşı alçak gönüllü (şefkatli), kafirlere karşı onurlu ve zorlu bir toplum getirecektir. (Bunlar) Allah yolunda cihad ederler ve hiçbir kınayanın kınamasından korkmazlar (hiçbir kimsenin kınamasına aldırmazlar). Bu, Allah'ın, dilediğine verdiği lütfudur. Allah'ın lütfu ve ilmi geniştir.” Mâide Suresi 54




Müslüman; ”Allah’a teslim olmaya söz veren” demektir.

Mümin; sözünde duran demektir.