9 Ağustos 2020 Pazar

“Evet, Atatürk bir masondu.” Falih Rıfkı Atay






M. Kemal Atatürk mason mu? Atatürk Mason localarını kapattı mı?

Bu yazıda M. Kemal Atatürk’ün Osmanlı’yı yıkmaya çalışan masonların teşkil ettiği hareketin bir parçası olduğunu ve M. Kemal’in masonluğunu okuyacaksınız. Bu makaleyi okuduktan sonra, linkini verdiğimiz şu yazı da mutlaka okunmalıdır:

http://belgelerlegercektarih.com/2013/09/21/ataturk-mason-localarini-kapatti-mi/

Nesta H. Webster eserinde[1], “Jön Türkler hareketi, İtalyan Büyük Doğu’sunun direktifi altında, Selanik Mason Locaları tarafından başlatılmıştır. Aynı makam, daha sonra M. Kemal’in başarıya ulaşmasında da yardımcı olmuştur.”[2] diyerek mason localarının Osmanlı’dan Cumhuriyete geçişte ve Cumhuriyet döneminde oynadığı role özlü bir şekilde işaret etmektedir. Aynı şekilde, 1920 yılında Londra’da yayınlanan Morning Post gazetesi de; “Kesin olarak söyleyebiliriz ki, Türk İhtilali hemen hemen tümüyle bir Mason-Musevi komplosudur.”[3] ifadesiyle bu rolü teyid etmektedir.

Bundan da anlaşılmaktadır ki, M. Kemal Atatürk’ün içinde bulunduğu hareket; “Mason yapılanmasıydı.” Peki M. Kemal mason muydu, bu konuda deliller var mıdır? Hemde çok… Evet, M. Kemal Atatürk bir masondu. Üstelik M. Kemal’e ithafen “Tek Adam” kitabını yazan “Şevket Süreyya Aydemir’in tanımlamasıyla, ‘O bir cilacı değil, bir yontmacıydı’.”[4]

M. Kemal, mason olmak için ilk başvurusunu, 1905 Kasım’ından 1907 Ekim’ine kadar görevli kaldığı Şam’da yapmıştır. Mimar Sinan dergisinde Semih Tezcan “Mim Kemal Öke ve Atatürkle Diyalogu” başlıklı makalesinde, Büyük Üstad Mustafa Hakkı Nalçacı’nın torunu Ümit Nalçacı’dan rivayeten, M. Kemal’in Şam’da görevliyken Mason olmak için yaptığı başvurunun kabul edilmediğini yazmaktadır.[5] “M. Kemal 13 Ekim 1907’de (Şamdaki görevini tamamlayarak) Selanik’e döner. 29 Ekim 1907’de İttihat ve Terakki Cemiyeti’ne girer. Üye alımları ya Ömer Naci’nin evinde, ya da mason locası `Macedonia Risorta´nın bekleme odasında yapılmaktadır. Ikinci mekanda subaylar önce tekris edilerek mason, sonra yemin ettirilerek Cemiyet üyesi yaptırılmaktaydı.”[6] diyen mason yazar Tamer Ayan, üye listelerinde yer alan isimlerden bazılarını sıraladıktan sonra bir sonraki sayfada konuyla ilgili değerlendirmesini şöyle yapmaktadır:

“Atatürk çevresindeki, hem ittihatçı, hem mason olan asker ve sivil arkadaşlarının etkisiyle, `önce mason, sonra ittihatçı´ kuralına uygun olarak önce `Macedonia Risorta´ locasında mason olmuş ve bunu takiben de Ittihat ve Terakki Cemiyeti’ne 1907 yılında 322 numara ile üye yapılmıştır.”[7]




***Araştırmacı Bilal Şimşir, Türk Tarih Kurumu tarafından yayınlanan, “Ingiliz Gizli Belgeleri’nde Atatürk” adlı çalışmasında, 29 Ocak 1921 tarih ve sayı 35, Istanbul Genel Karargahı’ndaki General Harington’dan Ingiltere Savunma Bakanlığı’na gönderilen “Şifre Tel No:1,9821-Gizli” kayıtlı evrakta, M. Kemal hakkında derlenen bilgilerde;

“Selanik ve Manastır’daki okullarda çalışkandı. Harbiye’de hararetli milliyetçi oldu. Arkadaşları arasında âsi yaratılışıyla sivrildi. Suriye’den Selanik’e atanınca, 1907’de Ittihat ve Terakki ve Italyan mason locasına girdi. Yetenekli bir kurmay subay ve yurtseverdi. Çanakkale savaşında Liman von Sanders’e itaatsizlik, Enver Paşayla kavga etti, bir gözünü kaybetti. Veliaht Vahidettin’le Avrupa’ya gitti. Mayıs 1919’da Anadolu’ya gönderilirken kendisine 40.000 lira verildi.”[8] denildiğini aktarmaktadır.

Ilgili cümlenin ingilizcesi aynen şöyle: “In 1907, General Staff Salonika, where he became member of C.U.P.*and initiated into Free Masonry in the Italian Lodge.”

*(C.U.P) : “Committee of Union and Progress”‘in kısaltmasıdır ve “Ittihat ve Terakki”nin ingilizce karşılıgıdır.

Ayrıca Sultan Vahidettin’in, Anadolu’ya gönderilen M. Kemal’e 40.000 lira para verdiği yazmaktadır. Belgede Anadolu’ya gönderilen kişi olarak “M. Kemal” yerine yanlışlıkla “Enver” yazılmış. Fakat hemen arkasına parantez içinde “sic” kısaltması eklenmiş. (sic) latince bir tabir olan “Sic Erat Scriptum”un kısaltmasıdır. Bu ifade, başka bir kaynaktan kopyalanan bir kelimenin yazılışından sonra yanlış hecelendiğini veya yanlış kullanıldığını göstermek için kullanılır.

Belgede dikkati çeken başka bir husus da, M. Kemal’in bir gözünü kaybettiğine dair verilen bilgidir.

***




[8] no’lu dipnotta bahsi geçen belge…***

Aynı şekilde, Istanbul’daki Ingiliz Yüksek Komiseri Sir H. Rumbold’un 27 Nisan 1921’de Ingiliz Dışişleri Bakanı Lord Curzon’a gönderdiği ve dönemin Türkiye’sinde yaşanan gelişmelerin (örneğin Istanbul ve Ankara Hükümetlerinin dış ilişkileri, Osmanlı donanmasının durumu, mevcut Osmanlı ordusu, polis teşkilatı, Istanbul ve Ankara’nın mali durumu, Milli Mücadele harekatının ilişkileri vs.) yer aldığı “Yıllık Rapor”da da, M. Kemal’in mason olduğu şu sözlerle ifade edilmektedir:


“Kurmay subaylığa hak kazanmasından sonra 1907’de Selanik’e atanmış ve aynı yıl içerisinde Ittihat ve Terakki Cemiyeti’ne girmek suretiyle farmasonlar arasına katılmış ve Ittihatçı fikirlerin en ateşli savunucularından biri olmuştur.”[9]



[9] no’lu dipnot ile ilgili… 27 Nisan 1921’de Ingiliz Dışişleri Bakanı Lord Curzon’a gönderilen raporda M. Kemal’in mason olduğu yazıyordu***

Öte yandan, 1965-66 yıllarında Hollanda Grand Orienti araştırmacı üstadlarından Lowensteijn, ünlü Türk masonlarını araştırmaya koyulup, İstanbul’daki Obediyansa bir yazıyla başvurarak bilgi ve belge ister. Kendisine “Türkiye Büyük Locası Büyük Sekreteri Nafiz Ekemen” imzalı bir cevap gelir. Anılan yazıda Kargotich (Kargaliç) adlı eski bir Yugoslav masonun, Atatürk’ün Makedonya’da bir locada mason olduğu ve kalfa derecesine kadar yükseldiği hakkındaki ifadesi önemle aktarılır. Kargatovich’in, Yugoslavya Büyük Locası yıllığında M. Kemal’in Masonluğu hakkındaki bilgileri okuduğunu kesin bir şekilde dile getirdiği belirtilir.[10]

M. Kemal Atatürk’ün mason olduğu, pek çok ülke yayınında da açıkça yer almıştır. M. Kemal’in “beni en iyi anlatan kitap”[11] dediği “Bozkurt” adlı kitapta Atatürk’ün mason olduğu şu sözlerle ifade edilmektedir:

“M. Kemal Vedata Locası’nda bir birader olarak örgüte katıldı.”[12]

Aynı kitapta bir de şu hadise nakledilmektedir: “Fransız Sarraut, Cavid için kişisel bir ricada bulunmak üzere Ankara’ya gelmişti. Sarraut, Doğu Farmason locasının tanınmış bir ismiydi. M. Kemal’e meslekteki bir mason birader olarak başvurmuştu.”[13]

Başka bir delil ise, M. Kemal Atatürk’ün yakın dostlarından ve onun kalemşörlüğünü üstlenen Falih Rıfkı Atay’ın Bugün gazetesine manşet olan; “Evet, Atatürk bir masondu.” itirafıdır.[14]



Falih Rıfkı Atay’ın manşet olan itirafı. Bakınız; dipnot [14]

NOT: Falih Rıfkı Atay daha sonra bu haberi yalanlamış… Tabii ki yalanlayacaktı. Ama bu yetmez… Dikkat ederseniz haberde “masayı yumrukladıktan” sonra M. Kemal’in mason olduğunu itiraf ettiği bildiriliyor. Yani sinirli bir anında… Insanların sinirlendikleri anlarda ağızlarından bazı hakikatleri kaçırdıkları malum. Anladığımız kadarıyla Falih Rıfkı da sinirli bir anında böyle bir itirafta bulunmuş. Ancak daha sonra aklı başına gelmiş olacak ki söz konusu haberi yalanlamış. Buna rağmen Bugün gazetesinin bir düzeltme yaptığına dair bir bilgiye rastlamadık. Eğer Falih Rıfkı hakikaten böyle bir şey söylememiş olsaydı, Bugün gazetesine tekzip yazısı gönderirdi. Kaale alınmadığı takdirde mahkeme kanalıyla tekzip metninin neşredilmesini talep edebilirdi. Ama yapmamış… Demek ki o ortamda Falih Rıfkı’nın bu sözleri söylediğine birçok kişi şahit olmuştu. Şayet mahkemeye verseydi, o şahitlerin beyanlarıyla Falih Rıfkı’nın “Atatürk bir Masondu” sözü, mahkeme kararıyla tescillenecekti… Bu da hiç şüphesiz arzu etmedikleri bir netice olurdu. Böyle mühim bir mevzuda sadece “yalanlamak” yetmez; Mahkemeye başvurmalı ve ATA’sına sürülen bu “leke”yi temizlemeliydi.***

Diğer taraftan, Jürgen W. Diener, Beyaz Zambaklar dergisinde M. Kemal’in mason olduğunu yazmıştır. Diener onun Makedonya (Risorta et Veritas) locasına mensup bulunduğunu bildirir.[15]

G. Gamberini de “Mille Volti di Massoni” adlı 1975 tarihli çalışmasında, dünyanın bin ünlü masonu arasında Atatürk’e de yer vermektedir. Ayrıca 1988’de, Hamburg’da Atatürk’ü anma töreninin yapıldığı mason locasının duvarlarındaki dünyaca ünlü masonlar listesinde onun da adı bulunuyordu.[16]

Bu arada, 1932’deki “Beynelmilel Masonlar Birliği (AMI)”nin Büyük Konvan’ının, dönemin diktatörü M. Kemal Atatürk’ün tam kontrolündeki Istanbul’da toplanması anlamlıdır. O toplantıda dünyanın en üst kademe masonlarının Cumhurbaşkanı olarak M. Kemal’e gönderdikleri “bağlılık mesajları” onu kendilerine yakın saydıklarının delilidir. Atatürk’ün mason olduğunu, dünyaca ünlü Özgür Ansiklopedi “Wikipedia” (Almanca ve Ingilizce) da bildirmektedir.[17]



Wikipedia (Ingilizce) : Mustafa Kemal Atatürk (1881 – 1938), National hero and founder of the modern Republic of Turkey. Macedonia Risorta Lodge No. 80 (some claim Lodge Veritas), Thessaloniki ***



Wikipedia (Almanca)***

M. Kemal’le Mütareke yıllarında Istanbul’da tanışan mason Kont Sforza da “Modern Avrupa’nın Kurucuları” adlı kitabında onun mason olduğunu yazmıştır.[18]

Bunların dışında, Daniel Ligou’nun “Mason Ansiklopedisi”nde ve daha pek çok kaynakta Atatürk’ün mason olduğu belirtilmektedir.[19]




Daniel Ligou’nun “Mason Ansiklopedisi”nde Atatürk’ün mason olduğu belirtilmektedir. Bakınız; dipnot [19]***

Şayet M. Kemal mason ise, localar niçin ona hala açıktan sahip çıkmamaktadır?

Bu soruyu mason yazar Tamer Ayan, yakın tarihte yayınlanan “Atatürk ve Masonluk” adlı kitabının önsözünde kısaca şöyle cevaplandırmaktadır: “Eski mason yöneticileri, Atatürk’ün mason olduğu ortaya çıktığı takdirde, bu sıfatının Atatürk’e zarar vereceğini düşündüklerinden(…). ‘Ya Atatürk’ün mason olduğunun duyulması ona zarar verirse?’, ‘Ya da, Atatürk düşmanlarının eline kötüye kullanabilecekleri yeni bir koz verilirse?’ “[20] kaygısıyla sessiz kalmayı yeğlemişlerdir.


Nitekim Atatürk’ün mason olduğunun anlaşılmasının tepki yaratmasından endişe duyanlar arasında, bu konuda belgesel araştırmalar yapan ve önemli ip uçları yakalayan mason araştırmacı Osman Zeki Koylan da vardır. “Koylan, dönemin büyük üstadına gönderdiği (…) Atatürk’ün masonluğuna ilişkin bazı verileri, hatta kendisine göre kanıtları içeren 12 Ekim 1981 tarihli önemli mektubunu, bu konuda duyduğu endişeyi, aşağıdaki cümlelerle dile getirerek bağlar:

‘Netice itibarı ile: bize karşı umumi (genel) bir antipati (soğukluk) devam ettiğinden, Atamızın intisabı konusunun harice (dışarıya) intikalini asla tecviz etmiyorum (onaylamıyorum). Mamafih (bununla birlikte) localara tamimini takdirinize arz ederim… Yıllarca araştırmalara rağmen bir türlü çözümlenmeyen bu meçhulü gün ışığına çıkarmak bana nasip oldu.”[21] diyerek Atatürk’ün masonluğunu belgelediğini söyleyerek sorumuzun cevabını vermektedir.

Mason localarının Atatürk’ün şefliği döneminde kapanması (1935) mevzuuna gelince… Araştırmacı Suat Parlar, çalışmasında, Atatürk’ün mason olduğuna dair kuvvetli iddialar bulunduğu, en azından masonluğu felsefe olarak benimsediği bilindiği halde, 1935’de mason localarının niçin kapandığı meselesine eğiliyor ve şöyle diyor:

“Devletin en önemli kurumlarının başında zaten masonlar varken, (locanın) malvarlığı konusunda alınacak tedbirler, sembolik olmaktan öte bir anlama sahip değildi!”[22]




Bu resim, M. Kemal Atatürk’ün mason olduğunu îtiraza mahal bırakmayacak bir şekilde göstermektedir***

Peki bu el işareti ne anlama geliyor? Parmaklara dikkat ediniz ***

M. Kemal’in özel hekimi ve yakın arkadaşı olan Büyük Üstad Mim Kemal Öke’nin Mason Derneği’nin 1949 yılındaki büyük kongresinde yaptığı ve Türk Mason Dergisi’nin birinci sayısının 12-14’üncü sayfalarında yayınlanan konuşmasında bu konuyla ilgili olarak söyledikleri aydınlatıcıdır:

“Memleketin siyasi akışları bir an için bizim mesaimizi men etmişti. Bu yalnız bizim değil, Türk Ocakları, Kadınlar Birliği vesaire gibi teşekküllere de teşmil edilmişti. Bu tatili mesai bir kapanış değil, bir ima üzerine olmuştur. Atatürk mason teşekkülü için çok büyük iltifatta bulunmuş, Ankara’daki binaya her yıl 3 bin lira yardım etmişlerdir. Bugün başımızdakiler de aynı yardımda bulunmuşlardır. Atatürk memleketimizi ziyarete gelen tanınmış şahsiyetleri bu lokalde kabul ve ziyaret etmiştir. Mason teşekkülünü Atatürk kapattırmamıştır. Siyasi ahval o zaman böyle bir imayı mecburi kılmıştır. O zaman başkanlıktan Mareşal Fevzi Çakmak’ın emri üzerine ayrılmıştım. Mareşal askerlerin bu kabil teşekküllerde bulunmamalarını emretmiştir. Ortalığı karıştırmak, şahsi taassuplarını kullanmak isteyen baykuşlara bu kürsüden tekrar ediyorum: `Bu teşekkül Atatürk’ün ruhunu tazib (ruhuna azab) etmemiş, taziz etmiştir (sevgi ile anmıştır).”[23]

Mason Yazar Tamer Ayan da bu konuyu ele alarak, “Eğer Atatürk masonlara yapılan suçlamalara inansa, hatta inanmak değil şüphe bile etse; üzerine titrediği rejimin selameti için Masonluğu kanun yoluyla kapatmaz, hatta masonları Istiklal mahkemeleri ve Takriri Sükun Kanunları gibi olağanüstü yöntemlerle sindirmez miydi?” diye sorarak şu hükmü veriyor:

“(…) Atatürk, ülkeye ışık veren bu pencereyi tuğlayla ördürüp iptal ettirmemiştir; ancak kamuoyunu ve rejimi masonluğun aleyhine yönlendiren ve şartlandıran antimasonik baskı ve propagandanın, masonluğa telafi edilmez ölçüde zarar vermesini önlemek amacıyla, sadece perdelerinin ev sakinlerinin eliyle kapatılmasını ve oturanların da tatile çıkmasını sağlamıştır. Özetle Atatürk masonluğu yasaklatmamıştır. Bilakis böylesi bir ılımlı çözümle zulümden kurtarmıştır.”[24]

Kaldı ki, masonlar, M. Kemal Atatürk’ün gazetesi Anodolu Ajansı’nda şu bildirgeyi yayınlamışlardır:

“Mes’ul ve maruf (sorumlu ve herkesçe bilinen) imzalar altında Ajansımıza verilmiştir. Türk Mason Cemiyeti memleketimizin sosyal tekamülünü ve günden güne artan muazzam terakkilerini dikkate alarak ve Türkiye Cumhuriyetinde hakim olan demokratik ve cidden laik prensiplerin tatbikatından doğan iyilikleri müşahede ederek faaliyetine, bu hususta **hiç bir kanun olmaksızın** nihayet vermeyi ve bütün mallarını memleketimizin sosyal ve kültürel kalkınmasına çalışan Halk Evlerine teberruu muvafık (bağışı uygun) görmüştür.”[25]

Ayrıca Şükrü Kaya hükümet adına kamuoyuna yaptığı resmi açıklamada; “Türk Masonları kendi **ideallerinin hükümetin esas programına dahil olduğunu** görerek, kendi teşkilatlarını **kendileri fesh etmişlerdir. Hükümetin bu iş üzerinde hiç bir teşebbüsü ve alakası yoktur.” ** diyerek durumu belirtmiştir.


M. Kemal Atatürk’ün Cumhuriyetçi (daha doğrusu diktatörlük) kadrosunda görev alanların büyük bölümü Masondur. Bir bakıma yönetim ve devrimlerin gerçekleştirilmesi Masonlara emanet edilmiştir.

Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Büyük Locası’nın resmi web sitesinde açıklanan kadro:

Fethi Okyar, Rauf Orbay, Refet Bele Paşa, Ali İhsan Sabis Paşa, Meclis Başkanı Kazım Özalp Paşa, Meclis Başkanı Abdülhalik Renda, Başbakan Hasan Saka, İçişleri Bakanları Şükrü Kaya ve Mehmet Cemil Ubaydın, Dışişleri Bakanları Bekir Sami Kunduh ve Tevfik Rüştü Aras, Sağlık Bakanları Rıza Nur, Adnan Adıvar, Refik Saydam, Behçet Uz, Milli Eğitim Bakanları Reşit Galip, Hasan Ali Yücel, Ekonomi Bakanı Sırrı Bellioğlu, Milletvekilleri Cevat Abbas, Atıf Bey, Edip Servet Tör, Yunus Nadi, Reşit Saffet Atabinen, Memduh Şevket Esendal, Hilmi Uran, Tevfik Fikret Sılay, Ahmet Ağaoğlu, Ankara Valisi Nevzat Tandoğan ve Belediye Başkanı Süleyman Asaf İlbay, İstanbul Valileri Muittin Üstündağ, Lütfü Kırdar, Danıştay Başkanı Mustafa Reşat Mimaroğlu, Jandarma Genel Komutanı Galip Paşa, İstiklal Mahkemesi Başkanı Necip Ali Küçüka, Amiral Mehmet Ali Paşa Atatürk’ün çevresinde ülkeye hizmet (!) etmiş Masonlardır.[26]

Yazıda sunduğumuz delilleri, beyni resmi ideoloji telkiniyle yıkanmış olup düşünme mekanizmasını kullanamayanların kabul etmesi elbette güç.

Fakat, Mason dergisi “Büyük Şark”ta, mason üstadı Fahrettin Kerim’in yayınlanan bir yazısındaki şu sözleri dikkat çekici ve düşündürücüdür; “Türk Masonları inkılap yolunda Gazinin (M. Kemal’in) en sadık en disiplinli askerleridir.”[27]




[27] no’lu dipnotta bahsedilen, mason üstadı Fahrettin Kerim’in mason dergisi “Büyük Şark”taki yazısının tamamı ***

Büyük Üstat ! Şekûr Okten’e göre M. Kemal Atatürk “ideal Mason tipi”dir:

“Atatürk’ün ruh ve fikir yapısına baktığımızda, O’nda, “ideal Mason” tipine yakın bir şahsiyet görüyoruz. Masonluğun bütün ana prensipleri, evvela şahsiyetinde ve sonra, bu şahsiyete uygun düşen eserlerinde mevcuttur.”[28]

Netice… M. Kemal Atatürk mason muydu?

Bize göre, evet, M. Kemal Atatürk bir masondu ve “3’üncü dereceye” kadar yükselmiştir. Ancak M. Kemal Atatürk, kendi sözleriyle sabit olduğu üzere, tabiata tapıyordu…[29] Yani ateistti. Masonlukta ise bir yaratıcıya (Evrenin Ulu Mimarı) inanılmaktadır. Dolayısıyla, M. Kemal Atatürk’ün ateist olduğu anlaşıldıktan sonra ihraç edilmesi icab ediyordu, lakin masonlukta “ihraç” olmadığından dolayı M. Kemal Atatürk ihraç edilmek yerine, masonların tabiriyle “uykuya yatırılmıştır.”

Nitekim M. Kemal Atatürk’ün, masonlukta “3. Derece Nizam Vaziyeti”[30] şeklinde birçok resmi bulunmaktadır.


Masonlukta “3. Derece Nizam Vaziyeti.” Bakınız; dipnot [30]*****

***



***

**


M. Kemal Atatürk’ü mason nizam duruşuyla gösteren birçok resim mevcuttur ***


***


***


***


***



**********KAYNAKLAR:

[1] Nesta H. Webster, Gizli Cemiyetler ve Yıkıcı Faaliyetler, Londra, 1928, sayfa 284.

[2] Tamer Ayan, Atatürk ve Masonluk, Istanbul, 2008, sayfa 127.

[3] Morning Post gazetesi, 1920. Aktaran: Tamer Ayan, Atatürk ve Masonluk, Istanbul, 2008, sayfa 127.

[4] Tamer Ayan, Atatürk ve Masonluk, Istanbul, 2008, sayfa 92.

[5] Mimar Sinan Dergisi, Semih Tezcan “Mim Kemal Öke ve Atatürkle Diyalogu” 1998, sayı 109, sayfa 16. Aktaran: Tamer Ayan, Atatürk ve Masonluk, Istanbul, 2008, sayfa 159-160.

[6] Tamer Ayan, Atatürk ve Masonluk, Istanbul, 2008, sayfa 159-160.

[7] Tamer Ayan, Atatürk ve Masonluk, Istanbul, 2008, sayfa 159-161.

[8] Bilal Şimşir, İngiliz Belgelerinde Atatürk, Türk Tarih Kurumu Yayını, 1979, cild 3, sayfa 96. (2. Baskı, cild 3, Türk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara 2000, sayfa 96, 97.) Ingiliz Arsivi. Foreign Office 371/6465/E.1473.

[9] Londra Kew Gardens, Public Record Office, Ingiltere Dışişleri Bakanlığı (Foreign Office) 371/6469/E.5233/1/44’den naklen: Yrd. Doç, Dr. Ali Satan, Ingiliz Yıllık Raporlarında Türkiye (1920), (Çeviri: Burak Özsöz), Tarihçi Kitabevi, Istanbul 2010, sayfa 209.

[10] Tamer Ayan, Atatürk ve Masonluk, Istanbul, 2008, sayfa 186.

[11] Yalın Alpay, gazetesiz.com.tr, 17 Ocak 2011.

Ayrıca bakınız: Engin Ardıç, Sabah, 05 Mart 2011.

[12] H.C. Armstrong, Bozkurt, Arba yayınları, Çev. Gül Çağalı Güven, birinci baskı, Istanbul 1996, sayfa 16.

[13] H.C. Armstrong, Bozkurt, Arba yayınları, Çev. Gül Çağalı Güven, birinci baskı, Istanbul 1996, sayfa 198.

[14] Bugün Gazetesi, 6 Eylül 1968. (Bu dipnot ile ilgili yazıda fotoğraf bulunmaktadır.)

[15] Jürgen W. Diener, Beyaz Zambaklar dergisi, Mart 1938, sayı 38.

[16] Suat Parlar, Türkler ve Kürtler, Bağdat Yayınları, sayfa 496, 497.

[17] Wikipedia Almanca:

http://de.wikipedia.org/wiki/Gro%C3%9Floge_der_Freien_und_Angenommenen_Maurer_der_T%C3%BCrkei#cite_note-10

Almanca Wikipedia’nın Kaynakları:

1 – “List of famous Masons compiled by Abbey Lodge, Abingdon, UK”. Abbey.lodge.org.uk. Retrieved 2012-08-08.

2 – Robert A. Minder: Freimaurer Politiker Lexikon. Edition zum rauhen Stein, ISBN 3-7065-1909-7, S. 229-231.

Ayrıca bakınız; Eugen Lennhoff, Oskar Posner: Internationales Freimaurerlexikon (Uluslararası Masonlar Sözlüğü), Herbig Verlagsbuchhandlung, 2000, sayfa 92.

Wikipedia Ingilizce: http://en.wikipedia.org/wiki/List_of_Freemasons#cite_note-50

Ingilizce Wikipedia’nın Kaynakları:

1 – Hamill, John and, Gilbert, R. A., Freemasonry: A Celebration of the Craft‎, Page 226. Paul & Company, 1992, ISBN 0-9516355-2-2

2 – “Freemasonry in Turkey – Address given to Palestine Lodge 189 by Kaya Pasakay, Former Grand Master of the Grand Lodge of Turkey”. Palestinelodge189.com. Retrieved 2010-01-12.

3 – “List of famous Masons compiled by Abbey Lodge, Abingdon, UK”. Abbey.lodge.org.uk. Retrieved 2012-08-08.

[18] Kont Sforza, Les Batissenrs de L’europe Moderne.

[19] Daniel Ligou, Ansiklopedi, Dictionnaire Universal De La Franc-Maçonnerie. (Bu dipnot ile ilgili yazıda fotoğraf bulunmaktadır.)

[20] Tamer Ayan, Atatürk ve Masonluk, Istanbul, 2008, sayfa 10.

[21] Tamer Ayan, Atatürk ve Masonluk, Istanbul, 2008, sayfa 37.

[22] Suat Parlar, Türkler ve Kürtler, Bağdat Yayınları, sayfa 496, 497.

[23] Tamer Ayan, Atatürk ve Masonluk, Yurt Kitap Yayın, Istanbul, 2008, sayfa 229, 230.

[24] Tamer Ayan, Atatürk ve Masonluk, Yurt Kitap Yayın, Istanbul, 2008, sayfa 340.

[25] Anadolu Ajansı, 10 Ekim 1935.

Gazete küpürü ve tafsilat için bakınız;

http://belgelerlegercektarih.com/2013/09/21/ataturk-mason-localarini-kapatti-mi/

Söz konusu haber yerel basında yayınlanmıştır. Bakınız; “Türk Mason Cemiyeti Kendi Kendini Feshetti”, Varlık Birlikte Yaşar, 11.10.1935, sayfa 2.

[26] Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Büyük Locası resmi web sitesi

[27] Masonların “Büyük Şark” dergisi, Ikinci Kânun – Şubat, 1934.

[28] Büyük Üstat Şekûr Okten, Mimar Sinan Dergisi, yıl 1981, sayı 41, sayfa 5. Bu dergi, Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Büyük Locasının yayın organıdır.

[29] M. Kemal Atatürk’ün tabiata taptığına ilişkin sözleri için bakınız; http://belgelerlegercektarih.wordpress.com/2012/04/30/ataturk-ve-din-ataturk-ve-islam-ataturk-ateist-mi-kemal-ataturk-musluman-mi-ataturk-tabiata-mi-tapiyor/

[30] Masonlukta “3. Derece Nizam Vaziyeti”nin fotoğraftaki şekilde olduğuna dair bakınız; Masonlar Büyük Locası Üstadı Celil Layiktez, Başlangıçtan Bugüne Kadar Ritüelimizin Inkişafı, Mimar Sinan Yayınları No:1, Yenilik Basımevi Istanbul 1972, Üçüncü Dereceye Mahsus Muhtıra, sayfa 11. (Bu dipnot ile ilgili yazıda fotoğraf bulunmaktadır.)

NOT:Erol Karayel’in çalışmasından büyük ölçüde istifade edilmiştir. Son 5 resim “Tevbe.org” sitesinden “gokkusagi” rumuzlu üyeden alıntılanmıştır.

.http://belgelerlegercektarih.com/2012/05/13/m-kemal-ataturk-mason-mu-ataturk-mason-localarini-kapatti-mi/