“İmkânı olup da kurban kesmeyen namazgâhımıza yaklaşmasın” (İbn Mâce, Edâhî, 2; Ahmed b. Hanbel, II/321; Hâkim, II/422) "O hâlde, Rabbin için namaz kıl, kurban kes." Kevser Suresi 2. Ayet Meali
“Haccı ve umreyi Allah için tam yapın. Eğer (bunlardan) alıkonursanız kolayınıza gelen kurbanı gönderin. Kurban, yerine varıncaya kadar başlarınızı tıraş etmeyin. Sizden her kim hasta olursa yahut başından bir rahatsızlığı varsa, oruç veya sadaka veya kurban olmak üzere fidye gerekir. (Hac yolculuğu için) emin olduğunuz vakit kim hac günlerine kadar umre ile faydalanmak isterse, kolayına gelen bir kurban kesmek gerekir. Kurban kesmeyen kimse hac günlerinde üç, memleketine döndüğü zaman yedi olmak üzere oruç tutar ki, hepsi tam on gündür. Bu söylenenler, ailesi Mescid-i Haram civarında oturmayanlar içindir. Allah’tan korkun. Biliniz ki Allah’ın vereceği ceza ağırdır.” (Bakara 196)
“Onlara, Adem’in iki oğlunun haberini gerçek olarak anlat: Hani birer kurban takdim etmişlerdi de birisinden kabul edilmiş, diğerinden ise kabul edilmemişti. (Kurbanı kabul edilmeyen kardeş, kıskançlık yüzünden), ‘And olsun seni öldüreceğim.’ dedi. Diğeri de ‘Allah ancak takva sahiplerinden kabul eder.’ dedi…” (Mâide 27)
“De ki: Şüphesiz benim namazım, kurbanım, hayatım ve ölümüm hepsi âlemlerin Rabbi Allah içindir.” (En’ âm 162)
“Biz, her ümmete -(Kurban kesmeye uygun) hayvan cinsinden kendilerine rızık olarak verdiklerimiz üzerine Allah’ın adını ansınlar diye- kurban kesmeyi gerekli kıldık. İmdi, İlahınız, bir tek İlah’tır. Öyle ise, O’na teslim olun. (Ey Muhammed!) O ihlaslı ve mütevazı insanları müjdele!” (Hac 34)
“Biz, büyükbaş hayvanları da sizin için Allah’ın (dininin) işaretlerinden (kurban) kıldık. Onlarda sizin için hayır vardır. Şu hâlde onlar, ayakları üzerine dururken üzerlerine Allah’ın ismini anınız (ve kurban ediniz). Yan üstü yere düştüklerinde ise, artık (canı çıktığında) onlardan hem kendiniz yiyin hem de ihtiyacını gizleyen/gizlemeyen fakirlere yedirin. İşte bu hayvanları biz, şükredesiniz diye sizin istifadenize verdik.” (Hac 36)
“Kendilerine ait birtakım yararlara tanık olsunlar. Kendilerine rızık olarak verdiği kurbanlık hayvanlar üzerine belirli günlerde Allah’ın adını ansınlar. İşte bunlardan yiyin, sıkıntı içindeki fakiri de doyurun”. (Hac 28)
Cabir bin Abdullah (Radiyallahu Anhuma) şöyle dedi: “Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile beraber Kurban bayramına şahid oldum. Hutbesini bitirince minberden indi. Ona bir koç getirildi, Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) onu:‘Bismillahi Vallahu Ekber Haza Anni ve Ammen Lem Yudahhi Min Ümmeti’ dedi ve kendi eliyle kesti.”Ebu Davud 2810, Tirmizi 1521, Ahmed 14901
“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) kurban bayramı günü namazdan sonra bize hutbe irad etti ve: ‘Herkim bizim namaz kıldığımız gibi namaz kılar, bizim kurban kestiğimiz gibi kurban keserse şüphesiz ki o kimse kurban ibadetini yerine getirmiştir! Herkim de kurbanını namazdan önce kesmiş ise o et için kesilmiş koyundur’ dedi. Bunun üzerine Ebu Burde bin Niyar (Radiyallahu Anh) ayağa kalktı ve: −Ya Rasulallah! Vallahi ben kurbanımı namaza çıkmadan önce kestim. Onu keserken bu günün yeme ve içme günü olduğunu bildiğim için acele ettim. Onun etinden kendim yedim, aileme ve komşularıma da yedirdim dedi. Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): −‘O et için kesilen koyundur’ buyurdu. Ebu Burde (Radiyallahu Anh): −Benim yanımda yaşını doldurmamış bir oğlak var, o iki koyunundan daha hayırlıdır, o bana kurban olarak yeterli midir? dedi. Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): −‘Evet, senin için yeterlidir. Ancak senden sonra hiç kimseye yeterli olmayacaktır!’ buyurdu.” Ebu Davud 2800, Buhari 5625, Müslim 1961/5, Nesei 1562, 4407, Tirmizi 1508, Darimi 2/80, İbnu’l-Carud 908, Beyhaki 9/276, Ahmed 3/281, 282, Albânî İrva 1154
Peygamberimiz [aleyhissalatü vesselam], kurban bayramı günü, kızı Hz. Fatıma (r.a.)'ya şöyle buyurur. "Ey Fatıma! Kalk, kurbanının yanında bulun, şunu iyi bil ki; onun kanından yere düşen ilk damla ile, işlemiş olduğun günahların tümü affedilir. Kurban kesilmeden önce şöyle dua et: 'Benim namazım, ibadetim, hayatım ve ölümüm âlemlerin Rabbi içindir. Onun ortağı yoktur. Bana böyle emrolundu ve ben Müslümanlardanım.'"
Bu sırada Peygamberimiz [aleyhissalatü vesselam]'ın yanında bulunan sahabeden İmran b. Husayn şöyle bir soru sorar: Ey Allah'ın Resulü! Bu (bağışlanma ve sevap) yalnız senin ehl-i beytine mi mahsustur, yoksa tüm Müslümanlar için de durum aynı mıdır? Resulü Ekrem [aleyhissalatü vesselam] da: "Tüm mü'minler için aynı sevap vardır" buyurur. (Heysemi, Mecmeu'z-Zevaid, c. IV, s. 17; Hakim, el-Müstedrek, c. IV, s. 222.)
“Resulullah (s.a.v.), Ramazan Bayramı namazına bir şeyler yemeden çıkmazdı. Kurban Bayramı’nda ise, namazdan dönünceye kadar bir şey yemezdi.”(Büreyde, Kütüb’ü-Sitte: Hadis no: 3048)
Resululah (s.a.v.) buyurdular ki: “Allah indinde günlerin en büyüğü Kurban Bayramı günüdür. Bunu, fazilette nefr günü (teşrik günlerinin ikinci günü) takip eder.” (Abdullah İbnu Kurt, Kütüb’ü-Sitte: Hadis no: 4561)
Cundub b. Sufyan radiallahu anh şöyle rivayet etmiştir: Kurban bayramı günü Hz. Peygamber aleyhisselam ile beraber hazır bulundum. Namazı kıldı, namazı bitirip de selam verince, namaz bitmeden önce kesilmiş olan bazı kurban etleri ile karşılaştı. Bunun üzerine: “Kim namazdan önce kurbanını kestiyse onun yerine bir kurban daha kessin. Kim kesmemiş ise besmele ile kessin” buyurdu. (Müslim)
Berâe radiallahu anh şöyle rivayet etmiştir: Dayım Ebu Bürde kurbanını namazdan evvel kesti. Bunun üzerine Hz. Peygamber (a.s.): “Senin bu koyunun yalnız et içindir” buyurdu. Ebu Burde: “Ey Allah’ın Resulü! Bende bir keçi oğlağı var” dedi. Hz. Peygamber: “Onu kurban et. Fakat senden başkasına yaramaz” buyurdu. Sonra da şunları ilâve etti: “Her kim namazdan evvel keserse ancak kendi nefsi için kesmiş olur. Her kim namazdan sonra keserse kurbanı tamam olmuş ve müslümanların sünnetine uymuş olur.” (Müslim)
Berâ b. Âzib (r.a.)’dan merfu olarak rivayet edilen hadisinde Resulullah (s.a.v.) şöyle buyuruyor: “Topal hayvan, tek gözlü hayvan, hastalığı belli olan hayvan, zayıf ve cılız hayvan kurban edilmez.” (Ebû Dâvûd, Dahaya: 5; İbn Mâce, Edahî: 8)
Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) boynuzlu, alaca renkli iki koçu kendi eliyle keserek kurban etti. Besmele çekti, tekbir aldı ve keserken ayağını koçların sağ yanı üzerine koydu. (Buhârî, Edâhî: 7; Müslim, Edâhî: 3)
“Ademoğlu kurban kesme gününde Allah katında kan akıtmaktan daha sevimli bir amel işlememiştir. ... Kurbanın kanı yere düşmeden önce Allah katında hemen kabul olunur. Bu sebeple kestiğiniz kurbanlardan dolayı sıkıntı değil gönlünüz hoş olsun.” (İbn Mâce, Edahî: 3)
Peygamberimiz (salat ve selam olsun) kurban etinin üçe taksim edilip, bir bölümünün kurban kesemeyen yoksullara dağıtılmasını, bir bölümünün akraba, tanıdık ve komşularla paylaşılmasını, bir kısmının da evde yenmesini tavsiye etmiştir . Ebû Dâvûd, Dahâyâ, 10
"Allah Teala hazretleri, her şeyde iyiliği emretmiştir. Öyleyse öldürdüğünüz zaman öldürmeyi iyi yapın. Kesecek olursanız kesmeyi iyi yapın. Bıçağın ağzını bileyin. Hayvana (zahmet vermeyin) rahat ettirin." Müslim, Sayd 57
Ümmü Seleme radıyallahu anhâ’dan rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Kimin kesecek kurbanı varsa, zilhicce ayı (nın hilâli) girince kurbanını kesinceye kadar saçından ve tırnaklarından hiç bir şey kesmesin.” (Müslim, Edâhî 42. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Dahâyâ 3.)
Câbir (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Hudeybiye’de, Rasûlullah (s.a.v.) ile beraber deveyi de sığırı da yedi kişi için boğazlayıp kurban etmiştik. (Ebû Dâvûd, Dahaya: 6; İbn Mâce: Dahaya: 5)
“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) kurbanlıklarına nezaret etmemi etlerini, derilerini ve çullarını tasadduk etmemi; kasaba bunlardan bir şeyi ücret olarak vermememi bana emretti ve: ‘Biz ona kesim ücretini kendi yanımızdan veririz!’ buyurdu.” Müslim 1317/348, Buhari 1625, Ebu Davud 1769, İbni Mace 3099, İbnu’l-Carud 483, Darimi 2/74, Beyhaki 9/294, Ahmed 1/79123, Albânî İrva 1161
http://www.sahihhadisler.com/?pid=p&id=588
Cebele b. Suhaym (r.a.)’den rivâyete göre, adamın biri İbn Ömer (r.a.)’e kurban kesmek vâcib midir? diye sordu. O da; Rasûlullah (s.a.v.) ve Müslümanlar kurban kestiler dedi. Adam aynı soruyu tekrar edince aklını kullanıp ne dediğimi, anlamıyor musun? Rasûlullah (s.a.v.), ondan sonrada Müslümanlar kurban kestiler. (İbn Mâce, Dahaya: 2)
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: “Kurban derisini satan kimsenin kurbanı yoktur!”Tergib ve Terhib 2/538, Hakim
“Peygamber efendimiz, Eshab-ı kiram ve şimdiye kadar gelen İslam âlimleri, namazı nasıl kılmışlar, ibadetleri nasıl yapmışlarsa, aynen öyle yapmak gerekir. Eklemek ve çıkarmak, dini değiştirmek olur. İbadetlere bid'at sokmakla daha güzel ibadet edilmiş olmaz. (İbadetleri bizim gibi yapmayanlar, bizden değildir) hadis-i şerifini düşünerek, ibadetlere ilave ve çıkarma yaparak dini değiştirmekten çok sakınmalıdır!” -alıntı-
"Kurban kesmek, Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in bu hadisi gereği ona güç yetiren her Müslümana vaciptir! Çünkü kurban kesmek değişik bir tarzda Allah’a ibadet etmenin göstergesidir. Allah-u Teâlâ, çok değişik hareket ve fiillerle kendisine ibadet edilmesini istediği gibi, kurban kesmek suretiyle de kendisine ibadet edilmesini istemiştir. Kesilen kurbanların ne etlerinden ne de kanlarından bir şey Allah’a ulaşmaz! Kurban keserek Allah ve Rasulünün emrine imtisalle oluşan takva Allah’a ulaşır ancak." -alıntı-
http://www.sahihhadisler.com/?pid=p&id=4129
“DİNİN ibadet kuralları sabittir. Onları bizim değiştirme yetkimiz yoktur. Din Allah’ındır. Dini görevleri bize yükleyen Allah’tır ve onun yüklediği her görevin de bizim dinimiz için ve dünyamız için sayılamayacak kadar yararları vardır. Allah’ın bize yüklediği her görevin yararı vardır. Dinin kurallarını özel şartlara göre, lokal şartlara göre, geçici durumlara göre değiştirmeye kalktık mı, dinin bütünü elden gider. Onun için dinin koruyucusu bu dinin kıyamete kadar kurallarıyla birlikte yaşamasını istemiştir. Allah’ın koyduğu kuralları kulların değiştirmesi mümkün değildir. Onun için biz namaz gibi, oruç gibi, zekat gibi, kurban gibi ibadetleri değiştirme yetkisine sahip değiliz. Kurbanın amacı zaten hayır yapmak olduğu için o yolla yardımı yaparız. Yani din kurban kesilecek diyorsa kurban keseceğiz. Kurban kesmek, zekat vermek hayır yapmanın asgari limitidir.” -alıntı-
Kurban kesmek her sağlıklı ve maddi durumu müsait erkeğin görevidir.(kadın tek başına yaşıyorsa ve maddi imkanı varsa o da vekalet vererek kurban kestirebilir) erkek kurban kestirmek yerine özellikle kendi kesmeli veya kesime katılmalıdır. kurban vekaletinden özellikle kaçınmak gerekiyor. mümkünse herkes kendi kurbanını kesmesi daha makbuldür. kurban yerine bağış yapılmaz, bağış kurban yerine geçmez. bir erkek öküzü kesecek güçte olmalıdır, bu erkeğin cihada hazır olmasına maddi ve manevi yönden yardımcı bir etkendir. ibadetler birbirini tamamlayıcıdır. namaz kılan daha kolay cihad eder. Ölümden korkusu olmadığı için düşmandan kaçmaz. işte kurban kesebilen bir erkek de korkusuz ve sağlıklı demektir. ve kredi kartı ile kurban alınmaz. kurban maddi durumu iyi olanlar içindir. ve yine içki satan mağazalardan kurban alarak alacağınız sevaptan mahrum kalmayın. Allah rızası için kurban kesiyorsanız, Allah'ın bütün emirlerine de uymanız gerektiğini bilin. Kurban kesmek İslam'ın görevlerinden biridir. bunun makbul olanı ise kişinin kendi kurbanını kesmesidir. kurban kesmek kasaplara indirgenemez. kurban her müslüman mahallesinde kesilmelidir, bu yasaklanamaz. BIRAKIN AVRUPA'YI, İSLAM'A UYUN (kurban kesilmesi kurban kesme yerleri haricinde yasaklamasına istinaden bunu belirttim)
KURBANDA VEKALETE DİKKAT EDİN TANIMADIĞIMIZ KİŞİLERLE ORTAK OLAMAZSINIZ! (“ortaklardan biri ibadetten başka maksatla ortak olursa kestiğiniz kurban kabul olmaz” Timurtaş Uçar hoca) ortakları tanımak şarttır. işte bu nokta çok önemli. vakıflara bağış yaptığınız zaman kiminle ortak olduğunuzu bilmiyorsunuz, bu kurbanın şartlarına uymuyor
Kurban Kesenlerin Niyetleri Aynı Olmalıdır Timurtaş Uçar Hoca
https://www.youtube.com/watch?v=Ob_TJ-CT6v0&feature=emb_logo
yani yolda görseniz selam vermeyeceğiniz adamla kurbanda ortak olmaz. benim tavsiyem ise namaz kılmayan, faiz yiyen yani islamın şartlarına uymadığınızı bildiğiniz kişilerle ortak olmayın
"Sadece müminle arkadaşlık et. Senin yemeğini muttaki olan yesin." Ebu Davud, Edeb 19
Peygamberimiz (salat ve selam olsun) kurban etinin üçe taksim edilip, bir bölümünün kurban kesemeyen yoksullara dağıtılmasını, bir bölümünün akraba, tanıdık ve komşularla paylaşılmasını, bir kısmının da evde yenmesini tavsiye etmiştir . Ebû Dâvûd, Dahâyâ, 10
bu hadisten şunu öğreniyoruz üçte bir ev halkının hakkıdır, üçte bir akraba, tanıdık ve komşulara ikram edilir ve üçte biri de yoksullara sadaka olarak dağıtılır işte bu paylaştırma sünnettir ve kurbanın şartlarından biridir bağışta ise ev halkı ve komşulara ikram kısmı yapılmıyor
“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) kurban bayramı günü namazdan sonra bize hutbe irad etti ve: ‘Herkim bizim namaz kıldığımız gibi namaz kılar, bizim kurban kestiğimiz gibi kurban keserse şüphesiz ki o kimse kurban ibadetini yerine getirmiştir!" Ebu Davud 2800, Buhari 5625, Müslim 1961/5 bu hadise göre de bağış vacip olan kurbanın şartlarına uymuyor
son olarak şunu belirtmek isterim kişi kurbanını kendi kesmeli veya kesimine katılmalı özrü varsa da tanıdığı bir kişiye vekalet vermeli. bunların dışında imkanı varsa kendi kurbanını kestikten sonra başka vakıflara istediği sayıda kurban bağışı yapabilir
kurbanı sadaka ibadetine döştürmemek gerekiyor
“Ademoğlu kurban kesme gününde Allah katında kan akıtmaktan daha sevimli bir amel işlememiştir. ... Kurbanın kanı yere düşmeden önce Allah katında hemen kabul olunur. Bu sebeple kestiğiniz kurbanlardan dolayı sıkıntı değil gönlünüz hoş olsun.” (İbn Mâce, Edahî: 3)
De ki: “Siz Allah’a dininizi mi öğretiyorsunuz? Oysa Allah, göklerdeki ve yerdeki her şeyi bilir. Allah, her şeyi hakkıyla bilendir.” Hucurât Suresi 16 bu ayetin hükmüne girmek istemiyorsanız din ile oynamayın! (dine yorum yapmamak gerekir bu dinin farzı sünneti bellidir, bir farzı, sünneti yasaklamak islam düşmanlığıdır. devlet laikse islamın emirlerine karışmasın)
Resulullah (salat ve selam olsun) buyurdular ki: "Allah ilmi [verdikten sonra], insanların [kalbinden] zorla söküp almaz. Fakat ilmi, alimlerin ruhlarını alarak kaldırır. öyle ki, tek bir alim kalmaz. Halk da cahilleri kendine reis yapar. Bunlara meseleler sorulur, onlar da ilme dayanmaksızın [kendi düşünceleriyle] fetva verirler, böylece hem kendilerini hem de başkalarını yoldan çıkarırlar." Buhari, İlm 34, İ'tisam 7; Müslim, İlm 13, (2573); Tirmizi, İlm 5, (2654)
Rasûlâllah (salat ve selam olsun) bir gün, şöyle buyurdu: "Gariplere müjdeler olsun. Gariplere müjdeler olsun!" “Garipler kimlerdir, ey Allah’ın Resulu?” denildi. Rasulullah: “birçok kötü insan içinde, (sayıca) az olan salih kişilerdir. Onlara isyan edenler, itaat edenlerden daha çoktur.” buyurdu. Abdullah bin Mübarek Müsned 23. hadis
Resululah (s.a.v.) buyurdular ki: “Allah indinde günlerin en büyüğü Kurban Bayramı günüdür. Bunu, fazilette nefr günü (teşrik günlerinin ikinci günü) takip eder.” (Abdullah İbnu Kurt, Kütüb’ü-Sitte: Hadis no: 4561)
Cundub b. Sufyan radiallahu anh şöyle rivayet etmiştir: Kurban bayramı günü Hz. Peygamber aleyhisselam ile beraber hazır bulundum. Namazı kıldı, namazı bitirip de selam verince, namaz bitmeden önce kesilmiş olan bazı kurban etleri ile karşılaştı. Bunun üzerine: “Kim namazdan önce kurbanını kestiyse onun yerine bir kurban daha kessin. Kim kesmemiş ise besmele ile kessin” buyurdu. (Müslim)
Berâe radiallahu anh şöyle rivayet etmiştir: Dayım Ebu Bürde kurbanını namazdan evvel kesti. Bunun üzerine Hz. Peygamber (a.s.): “Senin bu koyunun yalnız et içindir” buyurdu. Ebu Burde: “Ey Allah’ın Resulü! Bende bir keçi oğlağı var” dedi. Hz. Peygamber: “Onu kurban et. Fakat senden başkasına yaramaz” buyurdu. Sonra da şunları ilâve etti: “Her kim namazdan evvel keserse ancak kendi nefsi için kesmiş olur. Her kim namazdan sonra keserse kurbanı tamam olmuş ve müslümanların sünnetine uymuş olur.” (Müslim)
Berâ b. Âzib (r.a.)’dan merfu olarak rivayet edilen hadisinde Resulullah (s.a.v.) şöyle buyuruyor: “Topal hayvan, tek gözlü hayvan, hastalığı belli olan hayvan, zayıf ve cılız hayvan kurban edilmez.” (Ebû Dâvûd, Dahaya: 5; İbn Mâce, Edahî: 8)
Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) boynuzlu, alaca renkli iki koçu kendi eliyle keserek kurban etti. Besmele çekti, tekbir aldı ve keserken ayağını koçların sağ yanı üzerine koydu. (Buhârî, Edâhî: 7; Müslim, Edâhî: 3)
“Ademoğlu kurban kesme gününde Allah katında kan akıtmaktan daha sevimli bir amel işlememiştir. ... Kurbanın kanı yere düşmeden önce Allah katında hemen kabul olunur. Bu sebeple kestiğiniz kurbanlardan dolayı sıkıntı değil gönlünüz hoş olsun.” (İbn Mâce, Edahî: 3)
Peygamberimiz (salat ve selam olsun) kurban etinin üçe taksim edilip, bir bölümünün kurban kesemeyen yoksullara dağıtılmasını, bir bölümünün akraba, tanıdık ve komşularla paylaşılmasını, bir kısmının da evde yenmesini tavsiye etmiştir . Ebû Dâvûd, Dahâyâ, 10
"Allah Teala hazretleri, her şeyde iyiliği emretmiştir. Öyleyse öldürdüğünüz zaman öldürmeyi iyi yapın. Kesecek olursanız kesmeyi iyi yapın. Bıçağın ağzını bileyin. Hayvana (zahmet vermeyin) rahat ettirin." Müslim, Sayd 57
Ümmü Seleme radıyallahu anhâ’dan rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Kimin kesecek kurbanı varsa, zilhicce ayı (nın hilâli) girince kurbanını kesinceye kadar saçından ve tırnaklarından hiç bir şey kesmesin.” (Müslim, Edâhî 42. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Dahâyâ 3.)
Câbir (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Hudeybiye’de, Rasûlullah (s.a.v.) ile beraber deveyi de sığırı da yedi kişi için boğazlayıp kurban etmiştik. (Ebû Dâvûd, Dahaya: 6; İbn Mâce: Dahaya: 5)
“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) kurbanlıklarına nezaret etmemi etlerini, derilerini ve çullarını tasadduk etmemi; kasaba bunlardan bir şeyi ücret olarak vermememi bana emretti ve: ‘Biz ona kesim ücretini kendi yanımızdan veririz!’ buyurdu.” Müslim 1317/348, Buhari 1625, Ebu Davud 1769, İbni Mace 3099, İbnu’l-Carud 483, Darimi 2/74, Beyhaki 9/294, Ahmed 1/79123, Albânî İrva 1161
http://www.sahihhadisler.com/?pid=p&id=588
Cebele b. Suhaym (r.a.)’den rivâyete göre, adamın biri İbn Ömer (r.a.)’e kurban kesmek vâcib midir? diye sordu. O da; Rasûlullah (s.a.v.) ve Müslümanlar kurban kestiler dedi. Adam aynı soruyu tekrar edince aklını kullanıp ne dediğimi, anlamıyor musun? Rasûlullah (s.a.v.), ondan sonrada Müslümanlar kurban kestiler. (İbn Mâce, Dahaya: 2)
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: “Kurban derisini satan kimsenin kurbanı yoktur!”Tergib ve Terhib 2/538, Hakim
“Peygamber efendimiz, Eshab-ı kiram ve şimdiye kadar gelen İslam âlimleri, namazı nasıl kılmışlar, ibadetleri nasıl yapmışlarsa, aynen öyle yapmak gerekir. Eklemek ve çıkarmak, dini değiştirmek olur. İbadetlere bid'at sokmakla daha güzel ibadet edilmiş olmaz. (İbadetleri bizim gibi yapmayanlar, bizden değildir) hadis-i şerifini düşünerek, ibadetlere ilave ve çıkarma yaparak dini değiştirmekten çok sakınmalıdır!” -alıntı-
"Kurban kesmek, Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in bu hadisi gereği ona güç yetiren her Müslümana vaciptir! Çünkü kurban kesmek değişik bir tarzda Allah’a ibadet etmenin göstergesidir. Allah-u Teâlâ, çok değişik hareket ve fiillerle kendisine ibadet edilmesini istediği gibi, kurban kesmek suretiyle de kendisine ibadet edilmesini istemiştir. Kesilen kurbanların ne etlerinden ne de kanlarından bir şey Allah’a ulaşmaz! Kurban keserek Allah ve Rasulünün emrine imtisalle oluşan takva Allah’a ulaşır ancak." -alıntı-
http://www.sahihhadisler.com/?pid=p&id=4129
“DİNİN ibadet kuralları sabittir. Onları bizim değiştirme yetkimiz yoktur. Din Allah’ındır. Dini görevleri bize yükleyen Allah’tır ve onun yüklediği her görevin de bizim dinimiz için ve dünyamız için sayılamayacak kadar yararları vardır. Allah’ın bize yüklediği her görevin yararı vardır. Dinin kurallarını özel şartlara göre, lokal şartlara göre, geçici durumlara göre değiştirmeye kalktık mı, dinin bütünü elden gider. Onun için dinin koruyucusu bu dinin kıyamete kadar kurallarıyla birlikte yaşamasını istemiştir. Allah’ın koyduğu kuralları kulların değiştirmesi mümkün değildir. Onun için biz namaz gibi, oruç gibi, zekat gibi, kurban gibi ibadetleri değiştirme yetkisine sahip değiliz. Kurbanın amacı zaten hayır yapmak olduğu için o yolla yardımı yaparız. Yani din kurban kesilecek diyorsa kurban keseceğiz. Kurban kesmek, zekat vermek hayır yapmanın asgari limitidir.” -alıntı-
Kurban kesmek her sağlıklı ve maddi durumu müsait erkeğin görevidir.(kadın tek başına yaşıyorsa ve maddi imkanı varsa o da vekalet vererek kurban kestirebilir) erkek kurban kestirmek yerine özellikle kendi kesmeli veya kesime katılmalıdır. kurban vekaletinden özellikle kaçınmak gerekiyor. mümkünse herkes kendi kurbanını kesmesi daha makbuldür. kurban yerine bağış yapılmaz, bağış kurban yerine geçmez. bir erkek öküzü kesecek güçte olmalıdır, bu erkeğin cihada hazır olmasına maddi ve manevi yönden yardımcı bir etkendir. ibadetler birbirini tamamlayıcıdır. namaz kılan daha kolay cihad eder. Ölümden korkusu olmadığı için düşmandan kaçmaz. işte kurban kesebilen bir erkek de korkusuz ve sağlıklı demektir. ve kredi kartı ile kurban alınmaz. kurban maddi durumu iyi olanlar içindir. ve yine içki satan mağazalardan kurban alarak alacağınız sevaptan mahrum kalmayın. Allah rızası için kurban kesiyorsanız, Allah'ın bütün emirlerine de uymanız gerektiğini bilin. Kurban kesmek İslam'ın görevlerinden biridir. bunun makbul olanı ise kişinin kendi kurbanını kesmesidir. kurban kesmek kasaplara indirgenemez. kurban her müslüman mahallesinde kesilmelidir, bu yasaklanamaz. BIRAKIN AVRUPA'YI, İSLAM'A UYUN (kurban kesilmesi kurban kesme yerleri haricinde yasaklamasına istinaden bunu belirttim)
KURBANDA VEKALETE DİKKAT EDİN TANIMADIĞIMIZ KİŞİLERLE ORTAK OLAMAZSINIZ! (“ortaklardan biri ibadetten başka maksatla ortak olursa kestiğiniz kurban kabul olmaz” Timurtaş Uçar hoca) ortakları tanımak şarttır. işte bu nokta çok önemli. vakıflara bağış yaptığınız zaman kiminle ortak olduğunuzu bilmiyorsunuz, bu kurbanın şartlarına uymuyor
Kurban Kesenlerin Niyetleri Aynı Olmalıdır Timurtaş Uçar Hoca
https://www.youtube.com/watch?v=Ob_TJ-CT6v0&feature=emb_logo
yani yolda görseniz selam vermeyeceğiniz adamla kurbanda ortak olmaz. benim tavsiyem ise namaz kılmayan, faiz yiyen yani islamın şartlarına uymadığınızı bildiğiniz kişilerle ortak olmayın
"Sadece müminle arkadaşlık et. Senin yemeğini muttaki olan yesin." Ebu Davud, Edeb 19
Peygamberimiz (salat ve selam olsun) kurban etinin üçe taksim edilip, bir bölümünün kurban kesemeyen yoksullara dağıtılmasını, bir bölümünün akraba, tanıdık ve komşularla paylaşılmasını, bir kısmının da evde yenmesini tavsiye etmiştir . Ebû Dâvûd, Dahâyâ, 10
bu hadisten şunu öğreniyoruz üçte bir ev halkının hakkıdır, üçte bir akraba, tanıdık ve komşulara ikram edilir ve üçte biri de yoksullara sadaka olarak dağıtılır işte bu paylaştırma sünnettir ve kurbanın şartlarından biridir bağışta ise ev halkı ve komşulara ikram kısmı yapılmıyor
“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) kurban bayramı günü namazdan sonra bize hutbe irad etti ve: ‘Herkim bizim namaz kıldığımız gibi namaz kılar, bizim kurban kestiğimiz gibi kurban keserse şüphesiz ki o kimse kurban ibadetini yerine getirmiştir!" Ebu Davud 2800, Buhari 5625, Müslim 1961/5 bu hadise göre de bağış vacip olan kurbanın şartlarına uymuyor
son olarak şunu belirtmek isterim kişi kurbanını kendi kesmeli veya kesimine katılmalı özrü varsa da tanıdığı bir kişiye vekalet vermeli. bunların dışında imkanı varsa kendi kurbanını kestikten sonra başka vakıflara istediği sayıda kurban bağışı yapabilir
kurbanı sadaka ibadetine döştürmemek gerekiyor
“Ademoğlu kurban kesme gününde Allah katında kan akıtmaktan daha sevimli bir amel işlememiştir. ... Kurbanın kanı yere düşmeden önce Allah katında hemen kabul olunur. Bu sebeple kestiğiniz kurbanlardan dolayı sıkıntı değil gönlünüz hoş olsun.” (İbn Mâce, Edahî: 3)
De ki: “Siz Allah’a dininizi mi öğretiyorsunuz? Oysa Allah, göklerdeki ve yerdeki her şeyi bilir. Allah, her şeyi hakkıyla bilendir.” Hucurât Suresi 16 bu ayetin hükmüne girmek istemiyorsanız din ile oynamayın! (dine yorum yapmamak gerekir bu dinin farzı sünneti bellidir, bir farzı, sünneti yasaklamak islam düşmanlığıdır. devlet laikse islamın emirlerine karışmasın)
Resulullah (salat ve selam olsun) buyurdular ki: "Allah ilmi [verdikten sonra], insanların [kalbinden] zorla söküp almaz. Fakat ilmi, alimlerin ruhlarını alarak kaldırır. öyle ki, tek bir alim kalmaz. Halk da cahilleri kendine reis yapar. Bunlara meseleler sorulur, onlar da ilme dayanmaksızın [kendi düşünceleriyle] fetva verirler, böylece hem kendilerini hem de başkalarını yoldan çıkarırlar." Buhari, İlm 34, İ'tisam 7; Müslim, İlm 13, (2573); Tirmizi, İlm 5, (2654)
Rasûlâllah (salat ve selam olsun) bir gün, şöyle buyurdu: "Gariplere müjdeler olsun. Gariplere müjdeler olsun!" “Garipler kimlerdir, ey Allah’ın Resulu?” denildi. Rasulullah: “birçok kötü insan içinde, (sayıca) az olan salih kişilerdir. Onlara isyan edenler, itaat edenlerden daha çoktur.” buyurdu. Abdullah bin Mübarek Müsned 23. hadis