18 Temmuz 2018 Çarşamba

Namaza yeni başlayanlara tavsiyeler








Günahtan hemen sonra tevbe etmek farzdır. Tevbeyi geciktirmek de büyük günahtır. Bunun için de, ayrıca tevbe etmek gerekir. Kur'an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki: (Allah’a tevbe edin!) [Nur 31]

“Allah, kendisine şirk koşulmasının dışındaki istediği kimselerin bütün günahlarını bağışlar..." (Nisa, 4/116)

(Allahü teâlâ, tevbe edenleri sever.) [Bakara 222]

Peygamber Efendimiz (salat ve selam olsun) buyurdu ki: (Küçük günahlarda ısrar edilirse küçük kalmaz. Büyük günahlara istigfar edilirse büyük kalmaz.) [Deylemi]

(Günahlar kalbi paslandırır, karartır. Kalblerin cilası ise istigfardır.) [Beyheki]

(Mümin, günahını dağ gibi görüp, üstüne düşeceğinden korkar. Münafık ise, burnunun üzerine konan ve hemen uçacak sinek gibi görür.) [Buhari]

(Allahü teâlâ, istigfara devam edeni, her sıkıntıdan kurtarır, her darlıkta bir genişlik verir ve ummadığı yerden rızıklandırır.)[Nesai]

(“Gece şu günahları işledim” diye söylemek, günahı açıkça işlemekten sıkılmamak demektir. Rabbi gece suçunu örtmüşken, sabah Allah’ın kapattığı bu örtüyü kaldırmamalıdır.) [Buhârî]

“Bütün Âdemoğulları günahkârdır, günahkârların en hayırlıları ise tövbe edenlerdir.” (İbn Mâce, Zühd, 30)

“Mü’min günah işlediğinde, kalbinde siyah bir leke olur. Tövbe eder, günahı terk eder ve istiğfar ederse, bu siyahlıktan kurtulur, günah artarsa siyahlık da artar...” (İbn Mâce, Zühd 29)

Bir rivayette de "Nasuh Tövbe" şöyle tarif edilmiştir: "- Günahlara pişmanlık. - Farz ibadetleri yapmak. - Zulüm ve düşmanlık yapmamak. - Kırgın ve küskünlerle barışmak. - Bir daha o günaha dönmemek üzere karar vermek." (bk. Kenzü'l-ummal, 2/3808)

"Sizi şu yakıcı ateşe sokan nedir?" diye uzaktan sorarlar. Onlar şöyle cevap verirler: "Biz namaz kılanlardan değildik;” Müddessir Suresi 42-43

"Onlardan sonra öyle bir nesil geldi ki, namazı kılmadılar ve şehvetlerine uydular.", "Onlar yakında gayya kuyusuna gireceklerdir." (Meryem, 59)

Peygamberimiz (s.a.v.) de şöyle buyuruyor: "Bilerek namazı terk eden kişiden, Allah ve Rasulunun zimmeti uzaktır." (Ahmed b. Hanbel, IV, 238, VI, 461 isnadı ile Mekhul'den rivayet etmiştir)

(Namaz dinin direğidir, namaz? terk eden dinini yıkmış olur.) [Beyheki]

Peygamber (a.s.) de şöyle buyuruyor: "Kişi ile küfür arasındaki fark namazı terk etmektir." (Buharî, Neseî, Kutub-i sitte sahibleri ve İmam Ahmed rivayet etmiştir. Neylul'l-Evtâr, I, 291.)

“Her Namaz Kılmayan kafir olmaz, ama kafirler namaz kılmaz.” Ebu Hanife

“Namaz kılan bir toplumun psikolojiye, Zekât veren bir toplumun da sosyolojiye ihtiyacı yoktur....” Cemil Meriç

“İnsan namaz kılarsa, namaz da insanı insan kılar.” Necip Fazıl

Namaz uykudan hayırlıdır. İki rekat Namaz uykudan (yemekten, dünyadan, işten, aileden, okuldan, sinemadan) hayırlıdır

Namaza yeni başlayanlara tavsiyeler

Namaz dinimizin en önemli ibadetidir Ahirette ilk sorulacak amel namazdır Namazı özürsüz kazaya bırakmak büyük günahlardandır keyfi olarak kazaya bırakıp daha sonra kılındığı takdirde namazı kılmamanın karşılığı olmadığını ama yine de kefaret olur umudu ile namaz kaza edilir

kazaya bırakma özürü ancak savaş durumunda ve şuuru yerinde olmayacak kadar hasta olunduğunda geçerlidir mesela oturarak namaz kılabilen birisi namazı kazaya bırakırsa yine namazı terk etme günahı kazanır tekrar belirtelim iş için namaz kazaya bırakılmaz! eğer patronunuz, müdürünüz namaza bir vakit namaza izin vermezse o işi anında bırakın rızık Allah’tandır kafire münafığa boyun eğmeyin

Namazı düzgün ve bilinçli kılabilmek için kendimizi namaza göre ayarlamalıyız

unutulmalıdır ki namazı ilk vaktinde kılmak önemlidir ve sağlık engeli olmayanlar ve durumu müsait olanların her vakitte abdest almaları daha güzeldir özellikle tv izledikten sonra abdesti tazelemeden namaz kılmayın çünkü tv izlediyseniz %99 harama bakmışsınız demektir ki namazı düzgün ve huşulu kılmanın şartı için zihin temiz olmalıdır

namaz ile bilmeniz şart olan özellikle cemaatle kılınan namazlarda gördüğüm hatalar şunlardır;

erkeklerde sırt açılması( sırt açıldığında namaz bozulmuştur kazası gerekir) bunun tedbiri tişört içine atlet giymektir yada uzun bir gömlek giyip pantolonun içine sokarsanız gömleği bu sorunda kurtulabilirsiniz

ağız kokusu ( özellikle taze sarımsak ve soğan yiyenlerin camiye gitmemeleri hadiste bildirmişken ve gittiğiniz zaman sevaptan çok rahatsız ettiğiniz insan sayısınca kul hakkına girdiğinizi bilin) tabi ağız kokusundan daha kötü olan şeyden sigara kokusudur sigaranın haram olduğu konusunda çok sayıda fetva vardır ilk fırsatta sigarayı bırakın eğer içiyorsanızda içtikten sonra ağzınızı temizledikten sonra yeniden abdest alarak namaz kılın

unutmayın ki kul hakkını Allah affetmiyor! ibadetten önce insanın çevreye zarar vermemesi Müslümanlık görevlerindendir

mutlaka camide çorap giyin belki sizin ayağınızda sorun olmayabilir ve belki çorap giymediğiniz için mantar tarzı hastalık kapabilirsiniz

yine hatırlatalım ayağınızdaki mantarı çorap giymediğiniz için başka insana bulaşmasına vesile olduysanız kul hakkına girdiniz demektir

ve çok önemli camide dünya hakkında konuşmayın özellikle cep telefonuna cevap vermek için bile cami içinde açmayın telefonunuzun sesini mutlaka kısın bakın bunları küçük sanmayın bunların hepsi kul hakkına neden olmaktadır

günümü genelde şu şekilde yaşamaya çalışıyorum size örnek olsun diye burada açıklamak istiyorum sizin aynen yapmanız gerekmez tabi ama en azından kendinize göre bir program yapmanızı ve hayatınızın tüm anını düzgün dikkatli programlı istikrarlı yaşamanızı tavsiye ederim

güne geceden başlayalım

ben ankarada oturduğum için bu saatlari yazıyorum siz kendinize göre uyarlama yapın

22:00 yemek yemeyi bırakın su hariç hiçbir şey yiyip içmeyin bu gece 12 de uyuyabilmeniz için iki saat önce yemeyi bırakmanız gerektiği içindir sağlık için de zaten bunu yapmanız gerekir

23:00 tuvalete gittikten sonra abdest tazeleyip yatsı namazını kılın ;

yatsı namazı ertelenebilir hatta yatsı namazını kıldıktan sonra konuşmadan yatmak hadisle tavsiye edilmiştir onun için ben yatmadan önce yatsıyı kılıyorum

kaza borcu olanlar daha önce hesaplamadılarsa erkekler 15 yaşından kadınlar 12 yaşından itibaren kılmadığı namazları hesaplasın ve kaza borcunu biteceği tarihi gizli ama unutmayacağı bir yere yazsın

burada şunu belirteyim kadınlar ayda 23 gün borç olarak hesapladığın da erkekten 3 yıl önce başlasa bile yaklaşık aynı süre çıkması da güzel bir ayrıntıdır

kaza borcu olanlar şöyle kılmalıdır yatsıdan önceki dört rekat sünnet yerine geçmişte kılınmayan yatsı kazası kılınır

yatsıdan sonraki iki rekatlık sünnet yerine ise iki rekat sabah namazı farzının kazası kılınır

vitir ve farz normal olarak kılınır

her farz namazdan sonra ayetel kürsi okumak güzeldir ve yatsıdan sonra amener resulu okumak yine hadisle tavsiye edilmiştir

daha sonra 4 ila 10 sayfa arasında kuran meali okuyun kuranı yüzünden okumak sevaptır tabiki ama anlayarak okumak daha güzeldir

kurandan sonra isteyen tespihat yapabilir her vakit olmasa bile özellikle yatsıdan sonra tespihat yapmak diğer vakitlerden daha çok tavsiye edilmiştir yine bu konuda hadis vardır

yatmadan önce son yapacağınız şey ise 3 kere ihlas , felak nas sureleri okunduktan sonra hemen ardından bir fatiha okuyup elle yüzden sonra bütün vücüd mes edilir yani el içi vücuda sürülür bu konuda yine hadisle tavsiye edilmektedir konu uzayacağı için hadisleri yazmıyorum inşallah okudukça bu hadislerle karşılaşırsınız

yatağa yattıktan sonra “Allah’ım yarattığın bütün mahlukatın şerrinden eksiksiz kelimelerine sığınırım” duası okunur ve mümkünse abdestli yatmaya çalışın

abdestli uyurken ölenin şehitlerden sayıldığını unutmayın

ayrıca abdestli yatmak gece kalkmayı kolaylaştırıyor

yine yattıktan sonra “Allah’ım sabah namazına kalkmama yardımcı ol” dua edilir

telefonuzu imsak vaktine kurmayı unutmayın imsak vaktinden 5-10 dakika sonrası da olabilir

gece mesela şu anda 03:40 da kalktınız hemen abdest alınır (tuvalete mutlaka abdestten önce gidin şeytan namazda “tuvalete git” diye vesvese veremez olur)

abdest aldıktan sonra kadir suresini okumayı unutmayın

ben günde iki gün geçmiş namazlarının kazasını programladım yeni başlayanların nefsine ağır gelmemesi için günde 1 gün kaza namazı kılabilirler ama mutlaka günde 1 günlük kaza namazı kılın zaten sünnetlerin yerine kaza kıldığınızda çok vaktinizi almaz

günde 1 gün kaza kılacaklar ise imsaktan 30 dakika sonra kalkıp en azında sabah ezanı okunmadan 2 rekat nafile namaz kılsınlar bu hem gece namazı yerine geçer hem de sabah dinç uyanmanıza vesile olur yine hadisle bildirilmiş bir konudur

imsak vaktinde kalkanlar 2 akşam farzı kazası 1 öğlen, 1 ikindi ve 1 yatsı kazası kılarlar bunları yaparken de büyük ihtimal sabah ezanı okunmaya başlar

ezan okunmadı ise de bu sırada dini kitap okunabilir veya tespihat yapılır

seher vakti yani imsak vakti yapılan dua inşallah kabul edilecektir

sabah sünneti ve farzı normal kılınır kaza borcu olsa bile sabah sünneti terk edilmez

sabah namazından sonra 100 defa “Sübhanallahi ve bihamdihi

“ duası okunabilir yine hadisle bildirilmiştir

sabah işe gitmek için kalktığınızda duha vakti girmiş ise yani güneş doğduktan 45 dakika sonrası eğer bu vakitte veya 11:30 kadar kalktıysanız

duha namazı yerine 2 günlük vitr kılınabilir (vitir namazı vaciptir kazası da vaciptir onun için kılmak gerekir) bu namazı eğer gücünüz yerinde ise ve hasta değilseniz yemek yemeden kılın

sabah aç karnına bir bardak ılık su içmenin de sağlığa faydası vardır onu da belirtelim:)

öğle ve ikindi namazları yine ilk vaktin de kılınır sünnetleri yerine yine aynı vakitlerin kazası kılınır

akşam namazından sonra sünnet yerine iki rekat sabah namazı kazası kılınır

inşallah bu şekilde bir program yapıp kendinizi alıştırırsanız namaz kılmak zor gelmeyecektir Rabbim yardımcımız olsun
Namaz Surelerinin Türkçe Okunuşları ve Anlamları

http://ilahiogutler.blogspot.com/2018/09/namaz-surelerinin-turkce-okunuslar-ve.html




ayrıca günde en az bir saat dini kitap okumanızı tavsiye ederim

şöyle bir kitap listesi hazırlayalım inşallah faydası olur

kitapları sırasına göre okumanızı tavsiye ederim ( tabi daha önce okumadıysanız)

Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Meali Hasan Karakaya

Kur'an-ı Kerim Türkçe Anlamı Şaban Piriş

kuran mealleri liste harici kuranı günde en 4 ile 10 sayfa arasında okuyalım

1 Muhtasar Terğib ve Terhib İbn Hacer el-Askalani

2 Allah'ın Elçisi Hz. Muhammed'in Hayatı Salih Suruç

3 Sünnet Olmadan Ümmet Olmaz Mahmud Esad Coşan

4 Namazda Huşuya Götüren 33 Etken Muhammed Salih el-Müneccid

5 Dualar ve Zikirler El-Ezkar İmam Nevevi

6 Kur'an Mucizeleri M. Sinan Adalı

7 Hazreti Ebubekir Mustafa Necati Bursalı

8 Kalplerin Keşfi İmam Gazali

9 Haklar ve Vazifeler Mehmed Zahid Kotku

10 Esmaül-Hüsna Şerhi Ayet ve Hadislerle Mustafa Necati Bursalı

11 Riyaz'üs Salihin İmam Nevevi

12 Sevgili Peygamberim Rahim Er

13 Hazreti Ömer Mustafa Necati Bursalı

14 Peygamberler Tarihi M. Asım Köksal

15 Kırk Hadis İmam Nevevi

16 Hazreti Osman Mustafa Necati Bursalı

17 Hazreti Ali Mustafa Necati Bursalı

18 Ömer bin Abdülaziz Adil Akkoyunlu

19 Sünneti Reddeden Kur'an Müslümanlığı İhsan Şenocak

20 Sıfatü's-Safve İbnu'l-Cevzi

21 Hasan Basri Abdurrahman İbnü'l Cevzi

22 Sa'd b. Ebi Vakkas Muhammed Emin Yıldırım

23 Ahmed Ziyaüddin Gümüşhanevi Ramuz El-Ehadis

24 Hz. Muhammed'in Hayatı Martin Lings

25 Çöle İnen Nur Necip Fazıl Kısakürek

26 Hz. Yusuf ve Züleyha Mustafa Necati Bursalı

27 Onlar Böyleydi İmam Nevevi


17 Temmuz 2018 Salı

Dünya düzeni İslam’a muhtaçtır






Bugün insan aklı bilimle Allah’ın varlığını kabul etmek zorunda kalmıştır. Gelişen bilim bu dünyanın yoktan var olamayacağını yani bir “Yaratıcının” varlığını kabul etmiştir.

Yaratıcı (Allah) bu dünyayı amaçsız yaratmadığına göre bize düşen ne yapmamız gerektiğini bulmaktır.

Bugün dünyada Allah’ı kabul eden üç din bulunmaktadır. Ancak ilk iki din yahudilik ve hristiyanlık kitaplarını ve dinlerinin ilk şeklini bozmuşlardır hatta her iki din mensupları da peygamberlerini haşa “Allah’ın oğlu” diye tanımlamaktadırlar bu ise Tevhid inancına ters bir düşünce olduğu için artık bu iki dinde batıl dinler arasına girmiştir (aslı batıl değil bozulduğu için batıl olmuştur)

Geriye ise değerlendirilebilecek tek din kalıyor o da İslamdır. İslam’ın değerlendirilmesine yine dinin kitabı olan Kuran’la başlayalım. Kuran bugüne kadar tek harfi bile bozulmadan gelmiş tek kitaptır hatta 1500 yıl öncesinden bozulmadan ulaşabilen herhangi bir kitap yoktur. Aslında bu bile başlı başına bir mucizedir ve İslam’ın hak din olduğunu ispata yeterli bir delildir

Peki Kuran bizden ne istiyor?

Kuran ve peygamberimiz (salat ve selam ona olsun) bizden ilk önce samimi bir iman istiyor

Aslında bu dinin en önemli ve en çok ihmal edilen özelliği samimi bir şekilde inanmaktır

hatta devletlerin yıkılmasının birinci sebebi halkın ve liderinin İslam’la hükmetmemesi ve İslam’ı yaşamayan bir millet olduğu için devletlerin yıkılmasına sebep olmuştur olacaktır.

ben Müslüman oldum diyen kişi ilk önce dış görünüşünden başlayarak içine doğru İslam’ı yaşamakla mükelleftir

İslam’ı tek emrini kabul etmeyen diğerlerini yapsa bile kafirlerden sayılmıştır işte samimiyet burada devreye giriyor yani samimi kişi acaba demeden fakat demeden hatta aklı almasa bile dinin emrini kabul etmek zorundadır

Dış görünüş neden önemlidir? Çünkü şeriata göre bir kişi başka kişinin kalbini bilemiyeceği için dış görünüşü ile hüküm verir

mesela Müslümanlardan ölen bir kişiye başka samimi Müslümanlar iyidir diye şahitlik yaparsa kişinin cennete gitmesi umulur(1) Müslümanlar dinin emir ve yasaklarına uymakla birlikte dışarıdan bakıldığında da bu kişi Müslüman gibi yaşıyor dedirtmelidir burada önemli olan ise desinleri diye değil ama Müslüman olduğu belli olacak şekilde bu dini yaşamalıdır

şöyle bir örnek verelim farz olan zekat mutlaka başka bir Müslüman’ın şahit olacağı şekilde verilmelidir ancak nafile ibadet olan sadaka mümkünse gizli verilmelidir yani zekat açıktan verildiğinde sadaka gizli verildiğinde daha çok sevap kazanmaya neden olur tabiki içine haram ve şirk, gösteriş gibi helak edici şeyler karışmadı ise!

İslam dış görünüşle başlar çünkü helal olan ve kıyafetlerin terki yani çıplaklık toplumu bozan birinci unsurdur

İnsan nefisli olarak yaratılmıştır yani kötüye meyletme özelliğine sahiptir bu imtihanın bir parçası olduğu için kişinin samimi Müslüman olduğunun kanıtı yasaklardan kaçmak ile belli olur

Dikkat ederseniz Hazreti Adem ile Havva’nın ilk suçu çıplak kalmaktır. Çıplaklık melekten üstün insanı hayvandan daha aşağı dereceye düşürerek(2) cennetten kovulmalarına neden olmuştur

Yani tabiri caizse insan “0” sıfır noktasına ulaşmak için ilk önce İslam’ın emrettiği kıyafetleri giymelidir

Bu konuda özellikle kadınlar için büyük bir imtihan meselesidir ( maalesef kadınların büyük bölümü bu suçtan kaybetmektedirler) Kadın yaratılışındaki nefisden dolayı kendini beğendirme isteğine sahiptir. kendini beğendirmek için de en güzel yanlarını ön plana çıkaracak kıyafetler giymek istemekte ve maalesef pek çoğu nefsi için giyinmektedirler. ve tabi olarak nefse yani şeytana uyan kıyafette İslam’a uymuyor.

Bugün kadınlar İslam’ın emrettiği kıyafeti giyse emin olun pek çok sorun kendiliğinden çözülecektir.

Kıyafet sorununu çözdükten sonra İslam’da ibadet kısmı geliyor bu da kişiyi sıfırdan zirveye çıkaracak ameldir, unutulmamalıdır ki kişinin amelinin çokluğundan ziyade samimi bir şekilde yaptığı ibadetler önemlidir.

ibadetler bizzat Kuran’ın yani Allah’ın emirleridir. ibadet inadım diyen ile gerçekten iman eden Müslüman’ı ayırmak için vardır

Namazdan başlayacak olursak öncelikle 5(beş) vakit olduğunu belirtelim bugün maalesef bazı hadis inkarcısı müsteşrikler namazın beş vakit olduğunu bile kabul etmiyor tabi ki namazın beş vakit olduğunu inkar eden dinin 1(bir) hükmünü inkar ettiği için dinden çıkar.

namaz insana her istediğini yapamayacağını söyler

mesela sarhoş birinin namaz kılması kuran ile yasaklanmıştır hatta “içki içenin 40 gün namazı kabul olmaz” diye bir hadis var( bu hadis şöyle anlayabiliriz içki içen kişinin geriye doğru 40 günlük namazı iptal olur doğrusu Allah bilir diyoruz) ancak içki içtikten sonra gerçekten pişman olduktan ve tevbe ettikten sonra içki içmeden önceki kırk günlük namazını kılmış olsa bile kaza etmelidir bu takvaya daha uygundur

yani “hem içki içerim hem namaz kılarım” demek ne kadar aptalca geliyorsa dinin her hükmü aslında böyledir işte samimiyet böyle belli olur yani Mümin namaz kılar, içki içmez

bugün Müslümanlardan yok denecek kadar az kişi domuz eti yemiştir ki hatta devamlı domuz eti yiyen bir Müslümana rastlayamazsınız bu kişi ya bilmeden ya da merak ettiği için yemiştir

bir Müslüman’a “sen domuz eti yedin mi?” diye sorsanız anasına sövülmüş gibi kızar hatta sizi dövmeye bile kalkabilir ama maalesef aynı kişi düşünmeden diye haramları yemekte hatta bundan pişmanlık bile duymamaktadır

domuz eti yemeyen Müslümanlar ondan daha büyük haram olan faizi neden yerler!

Faiz kişinin haşa annesi ile zina yapmasından daha büyük bir günahtır(3) yani çok büyük günahlardan biridir faiz yemek.

Kuran’ın ifadesi ile faiz yiyenler “Allah’a ve resulüne savaş açmışlardır”(4)

faiz’in büyük günahlardan sayılmasının sebebi kul hakkıdır ve toplumun bozulmasının sebeplerinden biri de faiz yani haksız kazançtır

mesela bir tüccar kredi çekerek bir mal alsa o kredi borcunu ödeyebilmek için normalde 10 liraya satacağı ürünü 15 liraya satmak zorunda kalıyor böylece malı fiyatını durduk yerde 5 lira arttırarak hak etmediği bir ücreti müşteriden isteyerek öncelikle müşteriden fazla para alarak müşteriyi kandırmış oluyor işte bu bir kişinin kul hakkıdır

bu tüccar büyük bir şirketin sahibi ise kaç kişiyi kandırdığını siz düşünün ve bunun neticesi olarak malın piyasa fiyatını yükselterek enflasyonun da yükselmesine dolaylı yoldan sebep olarak ekonominin bozulmasına neden oluyor işte burada bir ülkede yaşayan her insanın hakkına girmiş oluyor ki kişi pişman olmadan ve hatta Allah’ın rahmeti olmadan bu günahın hesabını veremez!

ve bankacı boyutuna bakacak olursak 100 lira kredi alıp 180 lira geri ödeyen kişi bankacıya 80 lira para kazandırıyor

bankacı da Allah’ın düzenine savaş açan hainlerden olduğu için daha çok kar yapmak için gelecek sene 100 lira kredi alan kişiden 190 lira istiyor işte bu da ülkedeki faiz oranının artmasına dolayısı ile enflasyona neden oluyor işte masum sanılan bir kredi ülkenin ekonomisine bu kadar zarar veriyor ve yine krediyi veren de krediyi alan kişide bir ülke halkının hakkına giriyor ne kadar büyük bir günah olduğunu umarım anlamışsınızdır!

Yani şunu diyebiliriz ki Allah’ın düzenine savaş açarak faiz yiyenlerin namazı yatıp-kalkmaktan ibarettir

Tesettür hakkında da yine aynı mantıkla şunu söyleyebiliriz peygamberimizin tesettürün hakkını vermeyerek tesettürü oyuncak edenlere “giyinik çıplaklar”(5) diyerek lanet ettiği hadis hatırlayın ve tesettür namaz kılanların yani peygamberimizin lanet ettiği kişilerin namazları da yatıp kalkmaktan ibaret olduğunu sanırım söylemeye gerek yoktur

zina ve fuhuş olaylarına değinmek istemiyorum çünkü bunlar bir kafirin bir ateistin bile ahlaksızlık olarak kabul ettiği çirkin günahlardandır

unutulmamalıdır ki bir günahı büyüten şey kul hakkıdır

çünkü kul hakkını Allah affetmiyor!

Yani bu toplumu gerçekten düzeltmek istiyorsanız İslam’a harfiyen uymak gerektiği bilinmelidir.






(İyiliğine dört Müslümanın şahitlik ettiği mümini Allahü teâlâ Cennete koyar.) [Buhari]

(Bir Müslümanın iyi olduğuna dört komşusu şahitlik ederse, Allahü teâlâ, “Ben sizin şahitliğinizi kabul ettim. Onun bilmediğiniz [kötü] şeylerini de affettim” buyurur.) [Ebu Ya’la]

(Bir müminin cenazesinde, kırk Müslüman bulunursa, Allahü teâlâ o kırk kişiyi bu Müslümana şefaatçi kılar.) [Müslim]




(2) “Yoksa sen onların çoğunun (söz) dinleyeceklerini yahut akıllarını kullanacaklarını mı sanıyorsun? Onlar hayvanlar gibidirler, belki yolca onlardan daha da şaşkındırlar.” FURKAN Suresi 44. ayeti




(3) İbn Mesud’dan rivayet edildiğine göre, Peygamberimiz (asm) şöyle buyurdu:

“Faiz yetmiş üç kısımdır / çeşittir. En hafifi kişinin annesiyle zina yapması gibidir...” (Hakim, Müstedrek, 2/43).




(4) “Eğer böyle yapmazsanız, Allah ve Resûlüyle savaşa girdiğinizi bilin. Eğer tövbe edecek olursanız, anaparalarınız sizindir. Böylece siz ne başkalarına haksızlık etmiş olursunuz, ne de başkaları size haksızlık etmiş olur.” BAKARA Suresi 279. ayet




(5) Bana Zuheyr b. Harb rivayet etti. (Dedi ki) : Bize Cerîr Suheyl'den, o da babasından, o da Ebû Hurayra'dan naklen rivayet etti. (Şöyle demiş) : Rasûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) buyurdular ki:

«Cehennemliklerden görmediğim iki sınıf vardır. (Biri) Yanlarında sığır kuyrukları gibi kamçılar bulunup, onlarla insanları döven bir kavim! (Diğeri) Giyinmiş çıplak, sallanarak yürümeyi öğreten kırıtkan, başları Horasan develerinin eğilmiş hörgüçleri gibi bir takım kadınlar! Bunlar cennete giremeyecek, onun kokusunu da duyamayacaklardır. Halbuki onun kokusu şu kadar ve şu kadar uzaktan duyulacaktır.»

(Sahih-i Muslum, Libas, Bab, 34, hadis no : 125, (2128), 1958 , Cennet 53, (2857), 52, (2128); Ahmed b. Hanbel, Musned, 2/355, 440; Kutub-i Sitte, 5933)

"Ümmetimin son dönemlerinde giyimli fakat çıplak bir takım kadınlar olacak, bunların başlarının üstü deve hörgücü gibi bulunacaktır. Bunları lanetleyin, çünkü onlar lanetlenmişlerdir." Başka bir rivayette; "onlar cennete giremez ve cennetin kokusunu bile bulamazlar" ilavesi vardır.

(Müslim, Libas, 125, Cennet, 52; Ahmed b. Hanbel, II, 223, 356, 440)
Resulullah’ın Bahsettiği Giyinik Çıplaklar Kimlerdir?





Toplum İslam’la Düzelir

İslam güzel ahlaktır Herkes kendini düzeltirse toplumda otomatik olarak düzelmiş olur



1- İyiliği emretmek 2- Kötülüğü yasaklamak 3- Anne ve babana iyi davranmak 4- Akrabalarını ziyaret etmek 5- Hastaları ziyaret etmek 6- Kötü arkadaşlarını terk etmek 7- Yetimlere sahip çıkmak 8- Selam vermek 9- Affetmek (ama hataları affedeceğiz ihaneti cezalandıracağız) 10- Güler yüzlü olmak 11- İstişare yapmak (yakınlarına danışmak) 12- Borçlarını yazmak (mümkünse borç yapmamak) 13- Temiz olmak 14- Şahitlik yapmak (haksızlık yapılan kişiye şahitlik yaparak suçlunun ceza almasını sağlamak) 15- Sözünü tutmak 16- İyilikte yarışmak 17- Güvenilir olmak 18- Öfkeli olmamak 19- Yapmayacağın Şeyleri Söylememek 20- Küfür etmemek 21- Zalimleri sevmemek 22- Irkçılık yapmamak 23- Gösteriş yapmamak (özellikle ibadette) 24- İki yüzlü olmamak 25- Alay etmemek 26- Dilencilik yapmamak 27- Aç gözlülük yapmamak 28- Yalan söylememek 29- İçki içmemek 30- Zina yapmamak 31- Faiz (kredi, borsa, kar payı v.b.) yememek 32- Kumar (piyango loto) oynamamak 33- Puta (nazarlık takmak gibi) tapmamak 34- Dedikodu yapmamak 35- Hırsızlık yapmamak 36- Kul hakkı yememek (kul hakkını Allah affetmez hemen helalleşin) 37- İsraf yapmamak 38- Haksızlık yapmamak 39- Cimrilik yapmamak 40- Haksız yere insan öldürmemek (cihad, nefsi müdafaa ve mahkeme kararı bunun dışındadır) 41- Kibirli olmamak 42- Rüşvet vermemek 43- Yaptığın iyilikle övünüp başa kakmamak 44- namaz kılmak (namaz hem ibadet hemde vücudun sağlıklı kalmasını sağlayan egzersizdir 45- Oruç tutmak (oruç hem ibadet hemde en güzel perhiz şeklidir vücuttaki toksinleri atmaya yardımcı olur) 46- zekat ve sadaka vermek 47- Komşuya iyi davranmak (“komşusu açken tok yatan bizden değildir” hadisini uygulasaydı Müslümanlar yeryüzünde kavga biterdi!) 48- okumak

13 Temmuz 2018 Cuma

İslam yaşanması kolay bir dindir, ancak İslami hükümleri kolaylaştırmak küfüre sebep olur





bazı hadis inkarcılarının tuzaklarını açıklamak için iki hadisi ele alarak dinde yapılan tahrifi açıklamaya çalışacağım birinci hadis; “Kadınların tek başına yolculuk yapmalarını” yasaklayan hadistir ikincisi ise; “insan ve hayvan, heykel ve resimlerinin” yasaklanmasıdır

iki konu alakasız olsa bile ortak noktası şudur; bazı hadisler yaparsan sevap alırsın yapmazsan günahı olmayan hadislerdir mesela misvak kullanmak gibi misvak dişlere faydalı olmakla birlikte güzel bir sünnettir her abdestte kullanıldığı takdirde daha çok sevap kazanılır ancak bu hadisin asıl amacı diş temizliği ve ağız kokusunu önlemektir yemekten sonra ağzı çalkalamak kokulu gıda yenildiğinde dişleri fırçalamak sureti ile ağızdaki koku giderilmelidir yani kısaca misvak kullanmazsanız günah olmaz

ancak resim ve kadının tek başına yolculuk yapması konuları ise yasaktır yani dinen haramdır ki yapılmadığı takdirde günah kazanılır hatta bu konuların haram oluşunun inkarı kişiyi dinden bile çıkarabilir işte bu tehlikeye dikkat çekmek için bu yazı yazılacaktır inşallah

“Yüzleri ateşte evrilip çevrildiği gün; ‘Keşke Allah’a itaat etseydik, peygambere de itaat etseydik.’ derler.” (Ahzab, 33/66)

1- Kadınların tek başına yolculuk yapmaları neden yasaklanmıştır

"Allah'ın insanlardan bir kısmını diğerlerine üstün kılması sebebiyle ve mallarından harcama yaptıkları için erkekler kadınların yöneticisi ve koruyucusudur. Onun için sâliha kadınlar itaatkârdır. Allah'ın kendilerini korumasına karşılık gizliyi (kimse görmese de namuslarını) koruyucudurlar." NİSA Suresi 34. ayeti

“Ey iman edenler, hicret ederek gelen mümin kadınları imtihan edin. Eğer imanlı iseler, kâfirlere geri göndermeyin. Çünkü mümin kadının kâfirle evlenmesi helâl değildir.” [Mümtehine 10]

îbn Abbas (r.a.) dan yapılan rivayete göre, Resulüllah (s.a.v.) Efendimiz'in hutbe irad ederken şöyle buyurduğunu duy­muştur: "Hiçbir (yabancı) erkek, yanında mahremi bulunmay­an bir kadınla tenha yerde başbaşa kalmasın ve kadın ancak beraberinde mahremi olduğu halde sefere çıksın!" Bunun üzerine bir adam şöyle dedi: 'Ya Resulallah! Doğrusu eşim hacca niyet edip çıkmış bulunuyor. Ben ise şu ve şu gazaya gitmek üzere kayıt olunup yazıldım!" Peygamber (s.a.v.) Efendimiz ona: "Hadi git, eşinle birlikte haccet" buyurdu." (Buhârî, Cihâd, 140; Müslim, Hac, 424)

Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Yanında bir mahremi olmaksızın bir kadın üç günden fazla bir (mesafedeki) yolculuğa çıkamaz.” (Muslim, Hac, Bab 74, Hadis no: 417; Ebu Davud, Menasik 2)

Peygamberimiz (salat ve selam olsun) şöyle buyurmuştur:“Allah’a ve ahiret gününe iman eden bir kadının, yanında bir mahremi olmadan sefer müddeti (bir gün bir gecelik mesafeye) yolculuk etmesi câiz değildir.” (Buhari, Taksiru’s-salat , 4 hac, 419, 422, 1088; Muslim, Hac, Bab 74, Hadis no: 1339, 421; Malik, Muvatta, istizan, 37; Ebû Dâvûd, menâsik 2; Tirmizî, radâ 15)

“Bir kadın, yanında kocası bulunmadıkça hac yapmasın” (Şevkâni, Neylu’l-Evtar, C.6, Sf: 491)

Allah Rasûlü (s.a.v) bir gün camiden çıkarken, erkeklerle kadınların birbirine karıştığını görünce, kadınlara seslenerek:“–Çekilin! Yolun ortasından yürümeyin, yolun kenarlarında yürüyün!” buyurdu. Bunun üzerine kadınlar duvara bitişik yürümeye başladılar, öyle ki elbiseleri duvara takılıyordu. (Ebû Dâvûd, Edeb, 167-168/5272)

Rasûlullah (s.a.v): “Âilesinden başkaları (mahremi olmayanlar) arasında süslenip salınarak yürüyen kadının misali, kıyamet günü karanlığın misalidir. Onun için nûr ve aydınlık yoktur”buyurmuştur. (Tirmizî, Radâ‘, 13/1167)

Efendimiz buyurur: “Hepiniz çobansınız ve hepiniz güttüklerinizden mes’ulsünüz. Erkek, ailesinin çobanıdır ve sürüsünden mes’uldür. Kadın, kocasının evinin çobanıdır ve o da kendi sürüsünden mes’uldür.” (Buhârî, Vesâyâ, 9; Müslim, İmâre, 20)

“İslâm Dini, kadına layık olduğu yeri vermiş ve onu her türlü te­cavüzden korumak, saygınlığına halel getirmemek, annelik vakarını bütün özelliğiyle ayakta tutmak için birtakım maddi ve manevi müeyyideler koymuş; emir ve tavsiyelerde bulunmuştur. Bunlardan biri de, yanında mahremi bulunmayan kadının se­fere çıkmasının yasaklanmasıdır. Zira yanında kocası veya mahremi bulunmayan kadına kötü gözle bakanlar çıkabileceği gibi, ona saldıranlar da olabilir. Böylece aile yuvasını sarsacak, kadının iffetini lekeliyecek birtakım olaylar doğabilir. O bakımdan yüce dinimiz kadını böyle bir sonuçtan muhafaza etmek için, sefere çıkması söz ko­nusu olduğu zaman yanında mahreminin bulunmasını şart koşmuş, aksi halde çıkmasının haram olduğunu belirtmiştir.” alıntı

bu hadisin tevilinde en çok belirtilen konu “tehlike olduğunda yolculuk yapılamaz” demişlerdir ancak tehlike olsa idi sahabi eşini tek başına hacca niye yollasın bunu niye düşünmüyoruz! ayrıca seferilik 90km’de başlıyorsa hükmü zamanla değişmedi ise bu hadisin niye hükmü değişsin! seferilik uçakla, araba ile değişmiyorsa “bir kadının tek başına yolculuk yapamaz” yasağı da değişmez! şunu da ekleyim İslam’da bazı hükümler zorda kalınca ruhsat yani izin verilir yani bir kadının hiç erkek akrabası yoksa yada gerçekten yolculuk yapması gerekiyorsa kendini Allah’a emanet ederek yola çıkabilir

kadın neden tek başına yolculuk yapamaz konusuna gelirsek; Kadınlar evden uzaklaştıkça toplum bozulmaktadır. Kadının tek başına yolculuk yapmasının yasaklanmasının en önemli nedeni ise zina ve(ya) taciz ihtimalidir

herşeyden önce kadınını kıskanan bir erkek kadının tek başına yolculuk yapmasına izin vermez! kadın özellikle fitnenin çoğaldığı şu zamanda zaruri ihtiyaçları haricinde evinden çıkmamalıdır

çalışma da bununla kıyas edilebilir kadın çalışması mecbur değilse çalışmamalıdır. çalışmaya mecbur kalan kadınlar ise öncelikle tesettüre uymalıdır. tesettürsüz kadının kazandığı paranın helal olmayacağını söylemeye sanırım gerek yoktur! ve Mümin kadın fitneye sebep olmak istemiyorsa sadece kadınlara hitap eden işlerde çalışmalıdır

2- insan ve hayvan, heykel ve resimlerinin yasaklanması

"Ey iman edenler; şarap, kumar, dikili taşlar (putlar), şans okları şeytan isi birer pisliktir. Bunlardan kaçının ki kurtuluşa eresiniz" (el-Mâide, 5/90)

"Bir zamanlar İbrahim şöyle demişti: Rabbim; bu şehri güvenli kıl, beni ve oğullarımı putlara tapmaktan uzak tut. Rabbim, çünkü onlar, insanlardan bir çoğunu şaşırttılar" (İbrahim, 14/35-36).

İbrahim babasına ve kavmine demişti ki: "Sizin su karşısında durup taptığınız heykeller nedir? "Babalarımızı onlara tapar bulduk" dediler. "Doğrusu siz de, babalarınız da açık bir sapıklık içine düşmüşsünüz" dedi." (el-Enbiya, 21/42-44) .

İbn Abbas (r.a) den: "Ebu Talha'nın Resulullah (s.a.s)'den dinlediği şu hadisi ben de ondan dinledim: "Melekler, içinde köpek ve heykel (put) olan eve girmezler" (Nevevî, Müslim Şerhi, Xll, 84).

Abdullah b. Ömer, Nâfi'ye Resulullah (s.a.s)'in şöyle buyurduğunu haber vermiştir: "Şu suretleri yapanlar, kıyamet gününde azab görecekler ve onlara: Yarattığınız bu suretlere hayat verin " denecek" (İbn Hacer, Fethu'l-Bârî Şerhi Sahihi 'I-Buharî, Xll, 508) .

Abdullah b. Ömer, Nâfi'ye Resulullah (s.a.s)'in şöyle buyurduğunu haber vermiştir: "Şu suretleri yapanlar, kıyamet gününde azab görecekler ve onlara: Yarattığınız bu suretlere hayat verin " denecek" (İbn Hacer, Fethu'l-Bârî Şerhi Sahihi 'I-Buharî, Xll, 508) .

Hz. Âişe’den rivayet edildiğine göre, Âişe bir defasında üzerinde (hayvan) resimleri bulunan bir minder almıştı. Hz. Peygamber (asm) bunu görünce kapının önünde bekledi ve içeri girmedi. Hz. Âişe, Resûl-i Ekrem’in yüzünde hoşnutsuzluk işaretlerini görünce, “Yâ Resûlallah! Allah’tan ve Allah’ın Resulü’nden bağışlanma dilerim. Bir kusur mu işledim?” dedi. Hz. Peygamber, üzerinde resim bulunan minderi göstererek “Şu minderin burada işi ne?” buyurdu. Âişe “Yâ Resûlallah! Onu, kâh oturasın, kâh yaslanasın diye senin için satın almıştım.” dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber, “Bu resimleri yapanlara kıyamet gününde azap edilir ve onlara ‘Hadi bakalım, yaptığınız şu sûretlere bir de can verin.’ denilir. İçinde resimler bulunan eve melekler girmez.” (Buhârî, “Libâs”, 95; hadisin şerhi için bk. İbn Hacer, Fethu’l-bârî, V, 228-229; Kâmil Miras, Tecrîd-i Sarîh Tercemesi ve Şerhi, VI, 414).

tasvir yapmak neden yasaklanmıştır; yasağın sebebi eski çağlarda yapılan heykellerin zamanla put haline gelmesidir yasak bazılarının dediğinin aksine hala devam etmektedir İslam zamanla değişmez islam’ın tebliğ yıllarında hadisle yasaklanan bazı durumlar daha sonra bizzat peygamberimiz (salat ve selam olsun) yasak kaldırılmıştır mesela kurban etini üç günden fazla saklamak ilk önce yasaklanmıştır çünkü o zaman genel bir kıtlık vardı. daha sonra kıtlık yılları bitince yasak da kaldırılmıştır

ancak resim heykel yapma yasağı değişmemiştir yani hala yasaktır hadisin yasak dediği bir şeye zorlama yorumlar yaparak yasağı kaldırdığını iddia eden kişilere itibar etmeyin MÜMİN AMASIZ, FAKATSIZ BU EMİRLERE İTAAT ETMEK ZORUNDADIR şunu da ekleyelim söz konusu olan fotoğraf değil bizzat elle yapılan insan ve hayvan suretleridir bitki ve manzara doğa resimleri yapmak yasak değildir!

ayrıca yasağın neden devam ettiğine dair şu örneği vermek isterim; 1930’lu yıllarda atatürk kendine saygı duyulması için kendi heykellerini yaptırmıştır (ilk heykel 1926 yılında yapılmıştır) ilk başta saygı için yapılan heykeller günümüzde resmen ikon haline gelmiştir Allah’a küfür etmenin yasak olmadığı 2018 Türkiye’sinde atatürk heykelini yıkana hapis cezası vardır işte bu heykeli haşa Allah’tan üstün tutmaktır YANİ HEYKEL PUT OLMUŞTUR!


12 Temmuz 2018 Perşembe

atatürk'ün çarşaf ve peçe'yi yasaklaması









chp ve kemalizm çarşaf ve islam düşmanıdır bunun birçok örneğini Neden Din Düşmanı atatürk Diyorum isimli yazımda açıkladım


çarşaf konusunda chp iki türlü yaklaşmıştır birincisi atatürk’ün 1923’te yaptığı konuşmada görüldüğü gibi bugünkü müsteşrik sahte hocaların dediği gibi direk çarşafa karşı çıkmamış ama ne gerek var gibi sözlerle çarşaf yerine daha ılımlı! kıyafetleri tavsiye etmiştir





ancak gücü eline aldıkça yerel yönetimler tarafından çarşaf yasağı uygulanmıştır. hatta bu yasak zulüm boyutuna ulaşmıştır


bizzat ninemin anlattığına göre ninemin annesine jandarma köye gelerek başını açmasını söylemiştir


yani kimse kimseyi kandırmasın atatürk sadece çarşaf düşmanlığı değil islam düşmanlığı yaptı


“Elimde güç olsa tüm kadınların başını bir gecede açtırırım” diyen atatürk için başka örneğe laftan anlayan için gerek yok!





Hilâliahmer kadınlar şubesinin tertip ettiği bir çay ziyafetinde (21. 3. 1923) Atatürk kılık kıyafet konusundaki düşüncelerini açıkladı:


"Memleketimizin bazı yerlerinde, en ziyade büyük şehirlerinde, tarzı telebbüsümüz, kıyafetimiz, bizim olmaktan çıkmıştır. Ya ifrat, ya tefrit. Ya çok kapalı, çok karanlık bir şekli harici gösteren bir kıyafet, veyahut Avrupa'nın en serbest balolarında bile kıyafeti hariciye olarak arz edilemeyecek kadar açık bir telebbüs. Bunun her ikisi de, şeriatın tavsiyesi, dinin emri haricindedir. Bizim dinimiz, kadını, o tefritten de, bu ifrattan da tenzih eder. Dinimizin tavsiye ettiği tesettür, hem hayata, hem fazilete, uygundur. Kadınlarımız, şeriatın tavsiyesi, dinin emri mucibince tesettür etselerdi ne o kadar kapanacaklar, ne de o kadar açılacaklardı. Tesettürü şer'i, kadınlar için mucibi müşkilât olmayacak, kadınların sosyal hayatta, iktisadi hayatta, erkeklerle teşriki faaliyet etmesine mâni bulunmayacak şekli basittedir. Bu şekli basit, heyeti içtimaiyemizin ahlâk ve adabına mugayir değildir. Tarzı telebbüsümüzü, ifrata vardıranlar, kıyafetlerinde aynen Avrupa kadınını taklit edenler, düşünmelidir ki, her milletin kendine mahsus ananesi, adeti, kendine göre milli hususiyetleri vardır... Kadının tarzı telebbüsünde (giyim kuşamında) teceddüt (yenileşme) yapmak meselesi mevzubahis değildir. Milletimize bu hususta yeni şeyleri belletmek mecburiyeti karşısında değiliz. Fertler, her türlü şekilleri tatbik edebilir, kendi zevkine, arzusuna, terbiye ve seviyesine göre istediği kıyafeti ihtiyar eyleyebilir."





Ankara milletvekili Aka Gündüz de peçe ve çarşaf konusuna açıklık getirmişti: "Türk inkılâbı, çarşaf ve peçe için yapılmış bir inkılâp değildir. Türk inkılâbında çarşaf ve peçe diye bir şey yoktur."





CHP, Dördüncü Büyük Kurultayı'nda, (9-16 Mayıs 1935) çarşafın ve peçenin yasaklanması için iki önerge veriliyor.


Birincisi, Gazeteci Hakkı Tarık Us'un takriri: "Peçe ve çarşafın kaldırılmasını dilerim"


İkincisi, Diyarbakır milletvekili General Kâzım Sevüktekin'in takriri: "Peçenin yasaklanmasını dilerim"





Tarih, 16 Mayıs 1935. Kongrenin son günü.


"Dilek Komisyonu"nun raporunun okunmasına geçildi. Rapor, başta Muğla ve Sivas olmak üzere CHP teşkilatlarından, çarşaf ve peçenin yasaklanmasına dair gönderilen dilekçeler üzerine hazırlanmıştı.


kadınlarımızın yüz karası gibi görünen bu kılıktan onları çıkarmalı mıdır?


Komisyonumuzun birtakım arkadaşları bu ikinci görüştedir. Ancak çarşaflı değil, peçeli kadının ve ne idüğü belirsiz bir kılıkta sokaklarda dolaştırılmasının polis kanunlarıyla yasak edilmesinin amaca çabuk varma noktasında lüzumuna kanidir.





Anadolu'da peçe ve çarşaf aleyhindeki çalışmalar CHP'nin bu kurultayından önce başladı. Özellikle yerel basın, peçe ve çarşafın çağdışı olduğunu ve bunun ahlakla bir ilgisi olmadığını yazdı. Bazen bu yayınlar ağır ithamlara neden oldu: "Çarşafta ırz ve peçede namus arayan gafletin, o örtü içinde ne zilli maşaların saklı, ne çengilerin gizlenmiş olduğunu bilmemesi ne yazıktır." (Hakkın Sesi, 30.7.1934)





CHP kongresinden önce bazı belediye meclisleri aldıkları kararla çarşaf ve peçenin giyilmesini yasaklamıştı. Örneğin, Adana Belediye Meclisi 15 Şubat 1935'te aldığı kararla, 16 Mart 1935'ten itibaren peçenin ve çarşafın giyilmesini oybirliğiyle yasakladı.





"Bizim kadınlarımız, bazı yerlerde Avrupa kadınlarını bile gıptaya sevkedecek kadar ilerlemişlerdir ve eğer kadınlarımız yalnız bu yönü düsünür ve yalnız sıklıkta, zerafette Avrupa kadınlarını bile geçmeyi amaç kabul ederse kadınlık hayatında, dolayısıyla bütün milletin hayatında varmak istediğimiz mutlu inkılaba ulaşmakta kolaylık sağlayamayız."





"Kadınlık meselesinde dış görünüş ve kıyafet ikinci derecededir. Asıl mücadele alanı, kadınlarımız için görünüş ve kıyafette başarıdan daha çok, asıl başarılı olunması gereken alan ışıkla, kültürle, gerçek faziletle süslenmek ve donanmaktır. Ben saygıdeğer hanımlarımızın Avrupa kadınlarından daha aşağıda kalmayacak, tersine pek çok yönlerde onların üstüne çıkacak ışık ve kültürle donanacaklarına kesinlikle kuşkü duymayan ve buna kesinlikle emin olanlardanım."


Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, II. Cilt, s. 151 - 153.





M. Kemal Atatürk’ün kadın giyimi konusunda bir kanun çıkarmaması, bazı çevrelerce onun örtünmeye karşı olmadığına bir delil olarak gösterilmeye çalışılmaktadır. Oysa örtünmek (Çarşaf ve Peçe vs.) onun döneminde yasaklanmıştı.[1] Hakkı Uyar’ın da belirttiği gibi, yasaklama kararı, Şapka’ya ilişkin düzenlemeden farklı olarak, bir yasa çıkarılmadan fakat “yerel önlemlerle” uygulanmaya çalışılmıştı.[2]Dolayısıyla M. Kemal’in kadınların örtünmesine karşı olduğu şüphesizdir.[3] Nitekim 1918 yılında Karlsbad’ta bulunduğu sırada kaleme aldığı hatıralarında “Velhasıl netice: Bu kadın meselesinde cesur olalım. Vesveseyi bırakalım… Açılsınlar”[4] şeklindeki düşüncelerini kaleme almış ve sadece yakın arkadaşlarıyla paylaşmıştır. Örneğin, Ibrahim Süreyya (Yiğit) ve Mazhar Müfit (Kansu) ile 1919 senesinde yapmış olduğu ve gizli kalmasını tembihlediği mülakatta, “Tesettür (örtünme) kalkacaktır.” dediği Türk Tarih Kurumu tarafından basılan Mazhar Müfit Kansu’nun anılarında geçmektedir.[5]





“Yabancı adetlerin ve hayvanca ihtirasların, Türk başına doladığı çarşaf ve peçe Kemalist devrimin kaldırmaya ve Türk kadınının medeni cemiyette sosyal durumunu vermeye azmetmiş olduğu herkesçe bilinen ve bilinmesi gereken bir gerçekliktir…”[19]





Ve son darbe vuruluyor… Içişleri Bakanlığı’nın ısrarlı takibine karşılık bazı yerlerde yasağa uyulmaması ve alınan önlemlerin bazı zorluklardan ötürü uygulanamaması üzerine 23 Nisan 1937’de peçe ve çarşafın giyilmesi Içişleri Bakanlığı tarafından yasaklanmış, yasağa uymayanların 25 liraya kadar cezalandırılmaları emredilmiştir:





detaylar için;


http://belgelerlegercektarih.com/tag/ataturk-basortusunu-yasakladi-mi/





tesettür nasıl olmalıdır ve çarşaf hakkında detaylı bilgi için;


https://mustafa1senyurt.wordpress.com/2015/02/13/resulullahin-bahsettigi-giyinik-ciplaklar-kimlerdir/